TMMOB Şehir Plancıları Odası Şanlıurfa İl Temsilciliği Mehmet Selim Açar, yaptığı açıklamada: “Şehirlerimizi ve doğamızı sermayenin işgaline maruz bırakmaksızın; Gelecek nesillere açık bir alınla bırakabileceğimiz; doğaya, tarihe, kültüre saygılı, daha yaşanabilir, daha müreffeh, sürdürülebilir şehirlere vesile olması temennisiyle Dünya Şehircilik Günü Kutlu Olsun” dedi.
Açar, Dünya Şehircilik Günü nedeniyle şu ifadelere yer verdi: “İnsan oğlunun yerleşik hayata geçmesinden itibaren medeniyetler anılmaya başlanmıştır. Dolayısı ile kent demek medeniyet demektir. Şehirler yaşayan varlıklar olarak; ruhları, kimlikleri, dokuları ile beraber gelişir ve dönüşürler. Bu gelişim ve dönüşüme ayak uyduramayan şehirler ise sürdürülebilirliğini yitirip çarpık bir yapıya evrilirler. Şehirlerin sürdürülebilir olmasının temel prensibi ise planlamadır. Planlama şehrin kültürünü, dokusunu, kimliğini bir uyum içerisinde çözümler, geliştirir ve gelecek nesillere aktarımını sağlar.
Yaşadığımız coğrafya insanoğlunun ilk defa yerleşik hayata geçtiği, ilk buğdayı ektiği, hayvanların ilk defa evcilleştirildiği kadim ve eşsiz bir coğrafyadır. Bu nedenle şehircilik tarihi bakımından incelediğimizde Şanlıurfa sınırlarında şehircilik yeryüzündeki en eski tarihe konumlandırılabilir. Ancak güncel şehircilik vizyonumuzu ve kullanımlarımızı incelediğimizde şehrin ışık alması gereken kadim geleneklerden çok uzak oluğunu söyleyebiliriz. Urfa kent makro formunun en hızlı ve plansız gelişim gösterdiği dönem olan 1990’lı yıllardan beri süregelen çarpık ve plansız büyüme şehri mekânsal olarak hazırlıksız yakalamış, mevcut yapı düzeni ve mimari hızla artan nüfusa ekonomik açıdan ve planlamalar çerçevesinde cevap verememiştir. Bu değişim şehrin oldukça disiplinsiz gelişim göstermesine ve kentsel değerlerin (kimlik) koruma gereksinimlerinin göz ardı edilmesine neden olmuş, sağlıksız kent gelişim sürecini de beraberinde getirmiştir.
Günümüz Urfa'sı planlama disiplini çerçevesinde incelendiğinde ise sadece Urfa merkezde 35 ten fazla ayrı planın bir araya gelmesinden oluşan, birbirinden farklı planlama dillerine sahip, farklı yapılaşma koşullarına hükmeden bir planlama anlayışı ve karmaşası ile karşı karşıyayız. Gelinen noktada Şehrimizin daha fazla plansızlığı kaldıracak bir durumu olmadığını bir an önce planlama disiplinleri çerçevesinde bütüncül planlamalarla gelecek nesillere projeksiyon sağlayacak planlamalara gidilmesini elzem görüyoruz.
Biz Şehir Plancıları olarak bilimsel ve mesleki bilgiler ışığında; geçmişin izlerini ve kültürünü günümüze taşırken aynı zamanda günün teknolojisini ve birikimini de geleceğe taşımayı gerektirdiğini belirtmek isteriz. Bu anlamda meslek disiplini olarak; farklı pencerelerden bakmaya, tarihsel mirasımızı günümüz teknolojisi ile birleştirmeye, şehrin sadece günübirlik sorunlarını değil geleceği içinde plan yapmayı önemsiyoruz. Bu vesile ile; Şehirlerimizi ve doğamızı sermayenin işgaline maruz bırakmaksızın, gelecek nesillere açık bir alınla bırakabileceğimiz; doğaya, tarihe, kültüre saygılı, daha yaşanabilir, daha müreffeh, sürdürülebilir şehirlere vesile olması temennisiyle 8 Kasım Dünya Şehircilik Gününü Kutluyoruz” dedi.