Şanlıurfalı Bilgisayar Mühendisi CEO Bahaddin Yetkin, makaleleriyle okuyucularını yeni ufuklara götürmeye devam ediyor. Yetkin’in, okuyucularına farklı bir pencereden baktırmasının yanı sıra güncel konuları adeta resmederek yada yaşananların görüntüsünü zihinlerde canlandıracak cümleler, kelimeler kurması dikkat çekiyor. Her yazısında yeni şeyler aktaran ve yaptığı analizlerle okuyucunun dimağında ayrı bir lezzet bırakan Bahaddin Yetkin, “Taşrada Sıradan 1 Gün” başlıklı son yazısı ile siyasetçilerin ramazan ayının ruhunu nasıl hırpaladığını anlattı. Bilgisayar Mühendisi olmasının inceliği ve titizliği kadar sosyolojiye, psikoloji, felsefeye de hakim olduğunu yazılarında hissettiren Bahaddin Yetkin, Gazete İpekyol ve Ajasurfa’da yayınlanan “Taşrada Sıradan 1 Gün” başlıklı yazısında Belediye başkanlarının kendi kesesinden yardım yapıyormuş gibi, belediye kaynaklarıyla yardım paketleri hazırlatmasını kıyamdaki son pozu verip, teşkilat başkanı ve genel başkanını etiketleyeceği twiti düşünerek ayağa kalkıp Ankara rızası için niyet ederek ibadetine başlamasına göndermelerde bulundu. Bahaddin Yetkin’in Geçtiğimiz Cuma Günü Yayınlanan O Nefis Yazısının İşte Tamamı —Geneli partililerden istenmiş olan “muhtaç aile listeleri ile kurulmuş” bir veri tabanı içerisinden seçimler yapılır. —Belediye başkanı, kendi kesesinden yardım yapıyormuş gibi, belediye kaynaklarıyla yardım paketleri hazırlatır. —Yardım paketine belediye başkanının kocaman puntolarla adı yazılır, tam gözükecek şekilde tıpkı bir plaket verir gibi, fukara ile poz verilir. —Fukara ezik durur. Çünkü hem muhtaçtır, hem de büyük bir kalabalık ve bir sürü patlayan flaş karşısında, muhtaçlığı dünya aleme afişe edilmektedir. Çocuklarıyla da fotoğraf çekilir. O yavruların gözlerindeki titrek bakıştan da siyaset devşirilir. Hiç ihmal edilmez. —Akabinde, sosyal medyaya ve normal medyaya “başkan hazretlerinin alicenaplığını tarifleyen cümlelerle” haber yapılıp, yayınlatılır. —Günlerden cumadır. Belediyenin parasıyla (hiç kimsenin okumadığı)cuma sms leri gönderilir. —Belediyenin süper lüks aracıyla cuma namazına gidilir. Korumalar, cemaati haşat edercesine başkana yol ve yer açar. Ayakkabısını bekleyen koruma ile aracın kapısında bekleyen koruma, arada bir kulaklıklı telsizle son durum hakkında birbirlerini bilgilendirirler. Fotoğraf görevlileri, cami avlusundan başlayarak bir çok kez deklanşöre hunharca basarlar. Başkanın geldiğine herkes muttali olunca, İmam efendi de artık namaza başlayabileceğini anlar. —Başkan, kıyamdaki son pozu verip, teşkilat başkanı ve genel başkanını etiketleyeceği twiti düşünerek ayağa kalkar. (Ankara rızası için)Niyet ederek ibadetine başlar. —Öğlenden sonra başkan bey öğlen uykusundadır. Ardından bir kaç meclis üyesi, beldedeki bir kaç imar tadilatı için başkanı arka odaya çağırır. Fısır fısır konuşulur ve odadan mutlulukla çıkılır. —Bir görevli, başkana esnafla fotoğraf çekilmesi gerektiğinden bahs eder. Ve çarşının birkaç “koyu başkanseveriyle” tura çıkılır. Dertler dinleniyormuş gibi yapılır, sürekli maiyetindekilere “not alın” uyarılarında bulunulur. İfade edilen sorunların geneline “programa aldık” cevabı verilir. Muhitin sorunları çok fazlaysa hemen büyük bir ustalıkla süper lüks makam aracına doğru usulca ilerlenir. —Aracın camından ahali selamlanır, metrekareye düşen bilmem kaç bilboarddaki kendi resimlerine bakarak hızla o bölgeden uzaklaşılır. Artık vakit iyice akşama yaklaşmaktadır. —İftar öncesi bir garibanın evine başkan beyin sevdiği yemekler ve sevdiği bir iki tatlı götürülür. Garibanın bulgur aşı ile yeşil soğanına gidilmez yani. —Kendi adamları zaten ne yemekten hoşlandığını bildiği için “hazret” sıkıntı yaşamaz. Ardından, sıralı patlayan flaşlar eşliğinde hazret teşrif eder. Yemek yenir, başkan hazretleri sürekli telefonuyla meşguldür, sadece fotoğraf ve video çekimi esnasında büyük bir şefkat yumağına dönüp, evin sakinleriyle sohbet eder gibi gözükür. Sosyal medyaya düşen ilk görüntülerle birlikte süper lüks arabalarla karanlığa karışma vakti gelmiştir. —Sahura kadar yakın arkadaşlarla belediyenin çeşitli tesislerinde, aile bireyleriyle konutta kritikler yapılır, taktikler alınır/verilir ve mükellef bir sahur ile gün sonlanır. Ertesi gün öğlene kadar sürecek uzun bir uykuya dalınır. Ne kadar mübarek bir gün değil mi? Hem Ramazan, hem Cuma, hem ibadet, hem bol bol hayır hasenat, hem de siyaset…