GÜNDEM

Sırrı Süreyya Önder'e Son Veda

Tedavi gördüğü hastanede çoklu organ yetmezliği nedeniyle, 18 günlük yaşam mücadelesini kaybeden DEM Parti İmralı heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder bugün İstanbul AKM'de son yolculuğuna uğurlandı. Salondaki yoğun kalabalığın yanı sıra, binlerce kişi de dışarıda toplandı.

Abone Ol

Törenin bulunduğu binaya Türk bayrağına sarılı tabutla getirilen Önder, gözyaşları ve alkışlarla karşılandı.

Törenin ardından on binler AKM'den Beşiktaş Dolmabahçe’ye doğru yürüyüşe geçti.

Barbaros Cami’nde ikindi namazı sonrası cenaze namazı kılınan Sırrı Süreyya Önder, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda son yolculuğa uğurlandı.

Sırrı Süreyya Önder’in kızı Ceren Kandemir, geçen hafta yazdığı mektubu sahnede okudu. “Beni duyduğunu biliyorum baba” diyerek sözlerine başlayan Kandemir’in konuşması salonda duygusal anlar yaşanmasına neden oldu.

Ceren Kandemir, babasına hitaben yazdığı mektubunda şu ifadeleri kullandı:

“Baba, hayatın bütün rengi gitti, benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor şimdi, ürkütücü ve bilinmezliklerle dolu. Kendimi bildim bileli seni kaybetmekten korktum. Bu benim tek zaafımdı. Öyle iyi, öyle benzersizdin ki, ‘bu adam sadece ölerek bana acı çektirebilir’ derdim. Ben, babalığına çok doydum. Şimdiye kadar verdiğin, oğluma ve onun çocuğuna yeter. Babalığa doyurdun beni ama dostluğuna doyamadım. O dostluğa doyulur mu?"

Konuşması sırasında zaman zaman boğazı düğümlenen Kandemir, konuşmakta zorlandı. Salondaki kalabalık, “Eğme başını! Baban gibi dik dur, yanındayız senin” diyerek destek verdi.

Kandemir, konuşmasının devamında babasının cezaevi yıllarına, açlık grevlerine de değindi:

“Herhalde kalbine sakladın öfkeni.

Bir tek mülk edinmeden, ikinci bir kazak almadan, kimseden bir şey istemeden, borçsuz ve harçsız yaşadığın bu dünyadan gidiyorsun baba…”

‘Sevene de sövene de selam olsun"
Ali Önder konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Abimin deyişiyle; merhaba yoldaşlar. Ceren’e yaşanabilir bir ülke bırakmak istiyorum diyerek siyasete girdi. Evet, malı mülkü yok ama arkada dağlar gibi sizleri bize bıraktı. Bir muradı vardı, o da barıştı. Kendisi şu an burada olsaydı size şöyle veda ederdi: ‘Sevene de sövene de selam olsun.’”