Şanlıurfa’nın Harran ovasına gelerek çekimler yapan Ramazan Bingöl, sadeyağın en kalitelisinin İvesi Koyunlardan elde edilen sütten yapılan yoğurtta önce tereyağı yaptı sonra tereyağını hafif kısık ateşte ısıttığı tereyağını 15 dakika boyunca karıştırarak köpük ve suyunu aldı.
Geriye kalan kısmının ise sade olduğunu anlatan Ramazan Bingöl, elde ettiği sadeyağını da iyice süzdü.
Ramazan Bingöl şunları söyledi; “Şöyle bir etrafınıza sorsanız sadeyağın ne olduğundan bile haberi olmayan çok insan var maalesef. Hâlbuki evde yapmak da mümkün, kolay da. Kısaca bahsedeyim: Hakiki tereyağını bir tencereye alıp ocağın en küçük gözünde, kısık ateşte yavaş yavaş eritelim.
Fokurdadıkça üstte biriken köpükleri başka bir kaba alalım (bu köpükleri atmayalım; kek, kurabiye yapımında kullanmak üzere saklayabilirsiniz). Köpükler alındıkça yağın rengi berraklaşacaktır.
Bu işleme köpüklenme sona erene kadar devam edelim. Köpüklenme sona erince geride kalanı süzelim. Bu süzdüğünüz artık sadeyağdır” dedi.
Bu arada yabancı dillerde ‘Ghee’ olarak bilinen sadeyağ, Osmanlı da ‘revgan-i sade’ şeklinde tanınırdı. Günümüzde ise sadeyağ veya safyağ olarak biliniyor.
Aslında sadeyağı, tereyağının, içinde doğal olarak bulunan süt proteini kazein ve süt şekeri laktozdan arındırılmış hali olarak karşımıza çıkıyor.
SADEYAĞ İLK KEZ HİNDİSTANDA ORTAYA ÇIKMIŞ
Arındırılmış tereyağı olarak geçen sadeyağı eski Hindistan’da ortaya çıkmıştır. Hatta Hintliler bu yağı zaman zaman kutsal kabul etmiş dini ritüellerinde kullanmışlardır.
Sadeyağı yapmak ise çok çok kolay. 1 kilogram tereyağından 900 gram kadar sadeyağı elde etmek mümkün.
SADEYAĞIN FAYDALARI
Tereyağına kıyasla daha uzun süre bozulmadan muhafaza edilebilen sadeyağ yararlı yağ asitleri, A, D, E ve K2 vitaminleri yönünden zengindir.
sadeyağ doğal ve güçlü bir enerji kaynağıdır. Başta sporcular olmak üzere gün içinde daha fazla bedensel enerjiye ihtiyaç duyan herkes sadeyağdan faydalanabilir.
Bağırsak duvarını koruma işlevine sahip bütirik asit içeriğinden dolayı sadeyağ, bağırsak sağlığını korumaya yardımcı olur. Mide asidi salgı miktarını dengeleyerek sindirimi düzenler.
Vücudu girdiğinde antikor üretimini tetikleyen yabancı molekülleri yok eden bazı sitotoksik hücreleri desteklediği için bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Böylece vücudun çeşitli hastalıklara karşı direncini arttırır.
İçeriğinde bulunan güçlü antioksidanlar sebebiyle düzenli ghee tüketimi, kalp hastalıkları ve birçok kanser türüne karşı koruyucu etki gösterir. Serbest radikal oluşumunu engelleyerek yaşlanma belirtilerini geciktirir