Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremler  büyük yıkımlar ve can kayıplarına neden oldu.

 Çakır ‘ın yaptığı açıklamasında:’’ Ülke tarihimizin en büyük felaketlerinden birisini yaşadık. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 6 ve 20 Şubat’ta birbiri ardına yaşanan depremler 10 ilimizde büyük can kaybına ve yıkıma neden oldu. Hepimizin yüreğine büyük bir ateş düştü. Deprem felaketinde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Depremin büyüklüğü, etkilenen bölgenin genişliği ve bölgedeki yapılaşmanın deprem dayanıklılığının olmaması yıkımın boyutlarının büyümesine neden oldu. Yaşadığımız bu büyük felaketi toplumsal bir trajediye çeviren olay, depremin yaşandığı ilk andan itibaren koordinasyonda yaşanan aksaklıklar olmuştur.

İktidarın afet karşısındaki hazırlıksızlığı ne büyük bir kaosa ve ne kadar acı sonuçlara yol açabileceğini hep birlikte acı bir biçimde deneyimledik. Can kayıplarına ve yıkıma neden olan şey, bilimsel ve teknik gerekliliklere uygun olmayan uygulamalar ve politikalardır.

Sanki bir daha deprem olmayacakmış gibi imar planları yapılmış ve rant politikalarına devam edilmiştir. İmar afları ile kaçak yapılaşma teşvik edilmiş, yurttaşlarımız sağlıksız yapılara mahkûm edilmiştir. Böylece projesi olmayan, hiçbir mühendislik hizmeti almamış kaçak yapılar ruhsatlandırılmıştır. 10 milyonun üzerinde kaçak yapı ruhsatlandırılarak yapı stokumuzun proje uygunluğu ve deprem dayanıklılığının denetlenme ihtimali de ortadan kaldırılmıştır.

Bu depremde ihmal var. Plansızlık, yetersizlik geç kalmışlık var. En çok da ülkeyi yönetenlerin tercihleri var.

Ülkemizde yaşanan afetlerin sebebi, sermayenin talepleri doğrultusunda kentlerimizde uygulanan rant politikalarıdır. Rant hırsının, akla, bilime ve tekniğe, mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı mesleklerinin gereklerine, insan yaşamına üstün gelmesine daha fazla seyirci kalamayız. Ülkemizdeki yapı denetim sistemi, afetle mücadele planları, imar-kentleşme politikaları baştan aşağı değiştirilmelidir. Tüm kentlerimiz ve yapı stokumuz depreme dayanıklı hale getirilmelidir.

TMMOB Şanlıurfa İl Koordinasyon Kurulu olarak ilk günden itibaren sahada olduk. İç Mimarlar Odamızı, Hizmet Binasının fiziki durumunun depremden etkilenmemesi ve ulaşımın kolay olması açısından kriz koordinasyon merkezi olarak belirledik. Burada üyelerimizle, halkımızla ve diğer sivil toplum örgütleriyle birlikte yardımlar topladık ve buradan koordine ederek saha çalışmalarında tespit ettiğimiz teyitli lokasyonlar üzerinden yardımlarımızı ulaştırdık.

 İnşaat Mühendisi ve Mimar arkadaşlarımız; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından kurulan hasar tespit çalışmalarında gönüllü olarak görev almışlardır. Tüm üyelerimiz ayni ve nakdi destekleriyle düzenlemiş olduğumuz dayanışma çalışmalarında aktif olarak yer almıştır.

Buradan halkımıza sesleniyoruz.

-Sosyal medya hesaplarında hasar tespiti yapan arkadaşlarımızın hedef gösterilmesini doğru bulmuyoruz.

-İlimizde mühendis ve müteahhit olmak üzere toplamda 8 meslektaşımız gözaltında bulunmaktadır. Henüz kesinleşmiş bir yargı kararı ve tarafımıza ulaşan bir bilirkişi raporu olmadan meslektaşlarımız hakkında yazılı ve görsel medyada ve sosyal medya hesaplarında isim, soyisim ve arkadaşlarımızın fotoğraflarını paylaşılarak haberler yapılmaktadır.

Bu zorlu süreçte bütün meslektaşlarımız depremzede olduğu halde sahada gönüllü olarak çalışırken, bu yanlışa bilerek ya da bilmeyerek katılan tüm kurum ve kişileri daha dikkatli olmaya davet ediyoruz. Kişilik haklarına saldırı yapanlar hakkında hukuki haklarımızın saklı olduğunu belirtmek istiyoruz.

Buradan tüm yetkililere, ilgili kurum ve kuruluşlara sesleniyoruz;

16.02.2023 tarihli ve Çevre, Şehircilik ve İkim Değişikliği bakanlığı tarafından yayımlanan raporda İlimiz Şanlıurfa 20.000 üzerinde Az Hasarlı, Orta Hasarlı, Ağır Hasarlı yapı tespit edilmiştir. Bir daha bu acıları yaşamamız için;

-Kaçak yapılaşmanın önüne geçilmeli, Kentsel dönüşüm rant odaklı parsel bazlı değil, ada veya bölgesel bazda yapılmalı,

-Deprem master planlarının bir an önce yapılması ve bu planlarda deprem toplanma alanlarına gerekli yerlerin ayrılması sağlanmalıdır. Tarım arazilerine, dere yataklarına imar izni verilmemeli, tarım arazileri üzerinde bulunan kaçak yapılar bir an önce yıkılmalıdır.

- Oluşabilecek Gıda Krizinin önüne geçmek için ve Tarımsal üretimin devamlılığı için depremzede çiftçilere devlet tarafından uzun süreli ve karşılıksız kredi verilmelidir.

- İmar affı kayıtsız şartsız ülke gündeminden çıkarılmalı, Zemin etütleri sağlıklı ve denetimli bir şekilde yapılmalıdır. Mikro bölgeleme zemin etütleri acilen yapılmalıdır.

- Odalarımızın mesleki yeterlilik, eğitim, belgelendirme ve denetleme gerekliliklerinin yapı denetim sistemine entegre edilmelidir.

- Belediyelerimizde eksik olan mühendis teknik personel kadroları tamamlanmalıdır.

- Şantiye şefleri aktif olarak şantiyelerde yer almalıdır.

- Beton santrallerinin denetimleri arttırılmalıdır.

- Mevcut yapı stoğunda taşıyıcı sistemi tahrip edilmiş, yapısal ömrünü tamamlamış ve statik açıdan tasarımsal hatalar içeren yapıların tespit edilip geç kalmadan harekete geçilmelidir.

- Müteahhit ve taşeronların yeterliliği denetlenmelidir.

- Öncelikle Belediyelerden başlamak üzere tüm kamu kurum kuruluşlarda yapı aplikasyon projeleri ve fenni mesul durumunun ivedilikle yerine getirilmeli ve kontrolleri yapılmalı,

- Enkaz çalışmalarının başka felaketlere neden olmaması için profesyonel ekipler tarafından kaldırılmalı, çevre insan sağlığına zararlı etkileri azaltacak yıkım ve enkaz taşıma çalışmaları yapılmalıdır.

Tüm halkımıza baş sağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, afet sebebiyle kurmuş olduğumuz dayanışma sürecinin devam etmesini temenni ediyoruz.'' açıklamalrını yaptı.