Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak Sıra Gecelerinin Yozlaşmasını Önlemek İçin Çalışma Başlattı
Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak Sıra Gecelerinin Yozlaşmasını Önlemek İçin Çalışma Başlattı
İçeriği Görüntüle

Şanlıurfa’nın Haliliye İlçesi Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan Novada Park’ta bir araya gelen İnsan Hakları Derneği Şanlıurfa Şubesi yönetici ve üyelerinin açıklamasına DEM Parti Urfa İl Örgütü eş başkanı ve yönetimi de katıldı.

Anma etkinliğinde basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği Şanlıurfa Şubesi Başkanı Songül Arpa okudu.

İHD Şanlıurfa Şube Başkanı Songül Arpa yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı “Ağustos 2014’te IŞİD’in Musul’un batısındaki Şengal Dağları’na ve Ezidxan’a (Ezidilerin topraklarına) başlattığı saldırılar sonucunda binlerce Ezidi, evlerini ve yurtlarını terk etmek zorunda kaldı. Arkalarında sadece eşyalarını değil, IŞİD tarafından zorla alıkonulan yakınlarını da bıraktılar.

Şengal ve çevresinde yaklaşık 550 bin Ezidi’nin yaşadığı bu bölgede, IŞİD binlerce kişiyi öldürdü, kadın, erkek ve çocukları kaçırdı. Özellikle Ezidi kadınlar ve kız çocukları “savaş ganimeti” olarak pazarlarda satıldı. Bu saldırı sonucunda yüzbinlerce Ezidi, Irak Kürdistan Bölgesi, Suriye, Türkiye ve Avrupa ülkelerine göç etmek zorunda kaldı.

İlk olarak Avrupa Parlamentosu, Şubat 2016’da IŞİD’in Ezidilere yönelik saldırılarını soykırım olarak tanıdı. Aynı yıl, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi de Haziran 2016’da yayımladığı raporla, Ezidilere yönelik bu saldırıları “soykırım suçu” kapsamında değerlendirdi.
Bugün itibarıyla ABD, Almanya, İngiltere, Hollanda, Kanada ve Ermenistan’ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 20 ülke Ezidi Soykırımı’nı resmen tanımış durumdadır.

Yaşananların üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen, Şengal ve çevresine yalnızca 150 bin Ezidi dönebilmiş; geri kalan yüz binlercesi halen kamplarda, zor koşullar altında yaşam mücadelesi vermektedir.

İnsan Hakları Derneği olarak, Ezidilere yönelik bu insanlık dışı saldırılarda hayatını kaybedenleri bir kez daha saygıyla anıyoruz.
Avrupa Parlamentosu ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin Ezidi Soykırımı’nı tanıması şüphesiz ki tarihi bir adımdır. Ancak yeterli değildir.
Buradan bir kez daha başta Türkiye olmak üzere Ezidi Soykırımı’nı hâlâ tanımamış tüm devletleri; 2014 yılında Ezidi halkına yönelik gerçekleştirilen bu vahşeti soykırım olarak tanımaya çağırıyoruz.

Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi uyarınca Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetkilendirilmesini, sorumluların adalet önünde hesap vermesini ve bu ağır suçların cezasız kalmamasını talep ediyoruz.

Ayrıca başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tüm devletleri ve uluslararası kurumları, Ezidi halkının kendi kaderini tayin etme, soykırıma karşı direnme ve var olma hakkına saygı göstermeye davet ediyoruz.”