Ege Bölgesi, 1993’ün Ocak-Mart ayları arasında 4.5-5.5 aralığındaki şiddetlerde art arda depremler yaşadı. Bu depremlerin en büyük mağdurlarından birisi de 8 yaşındaki Nur Güven oldu.

4 Mart 1993’te bir ders arası için öğrenim gördüğü Manisa Gazi İlkokulu’nun bahçesine çıkan Nur, okul müdürünün minik oğlu ile birlikte yıkılan okul istinat duvarının altında kaldı. Şans eseri sağ el işaret parmağının bir bölümünün dışarıda kalması sonucu enkazın altında olduğu fark edildi ve çıkarıldı.

“O güne dair hatırladığım en yoğun duygu; dışarıdan gelen boğuk sesler, nefessizlik, kuru soğuk hava ve gazetecilerin sedye üzerinde yarı baygın yattığım süreçte fotoğraf makinelerinin ışıklarını yüzüme patlatarak çektikleri fotoğraflar” diyen Nur’un enkaz altında kalan diğer arkadaşı ise hayata gözlerini kapadı. Vücudundaki kemiklerin büyük bir kısmı kırılmıştı. Beton bir blokun altında kalan sol bacağında ise kangren tehlikesi vardı.

Yatağa bağlı uzun bir iyileşme ve rehabilitasyon süreci geçiren minik Nur, ABD’nin teknoloji üssü olan Silikon Vadisi’ne uzanan büyük yolculuğunu anlattı.

KİTAPLAR KURTARICISI OLDU
 

38 yaşındaki Nur Güven, Hürriyet gazetesine verdiği röportajda şunları anlattı:

“Hastanede çok uzun süren bir tedavi süreci yaşadım. Bacağımın ampute edilip edilmemesiyle ilgili ikilem yaşandı. Sonrasında vücudumun büyük bir bölümü alçıda olduğu için yatağa bağlı geçirdiğim uzun bir ev tedavisi sürecim başladı.

Hastanede geçirdiğim ilk günden itibaren, öğretmenim sınıfta yapılan ödevleri ve sınavları bana getirdi. Okula tekrar başladığım ilk gün, koridordaki panoda kaza gününe ait bir gazete kupürüne denk geldim.

Sedye üzerinde büyük bir fotoğrafım yer alıyordu. Bu durum, ailemin ve doktorlarımın iyileşme sürecimdeki tüm hassas yaklaşımlarını sıfırladı. Uzun süren psikolog ve pedagog seanslarına geri dönüş yapmak zorunda kaldık. Olay anına ait bilinçaltımda kalan tüm korkular, kokular, sesler, gürültüler beni tekrar ele geçirmeye başladı. Okuduğum kitapların etkisiyle rüyalarımın rengi ve şekli değişti. Yetişkinliğe adım attığım dönemde de kitap okuma alışkanlığımın etkileri devam etti. Okumaya, eğitimime daha fazla ağırlık vermeye başladım. Okumak, öğrenmek, araştırmak ve okul hayatlarına devam etmek, depremzede çocuklarımızın yaşadıkları duygu yoğunluğunu hafifleterek, yaralarını sarmaya yardımcı olacaktır.”

‘ÇOCUKLUĞUM LABORATUVARDA GEÇTİ’

Eğitimine devam edip Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü’nü kazanan Nur Güven, “Babam hastanelerin mikrobiyoloji laboratuvarında calıştığı için, bütün çocukluğum laboratuvarlarda babamı izleyerek geçti. Laboratuvarlar benim her zaman mutlu hissettiğim ve çocuk aklımla insanlık adına bir şeyler üretebileceğime inandığım yerlerdi.

Yoğun çalışma hayatının arasına bir de Türkiye’deki yüksek lisans ve doktora eğitimlerini sıkıştırdım. Biyoproses mühendisliği eğitimimi tamamlamak üzere Amerika’ya yerleştim. COVID-19 aşı çalışmaları kariyerimin kilometre taşı oldu. Hücresel tarım üzerine faaliyet gösteren bir şirketten gelen teklifi kabul etmemle birlikte Silikon Vadisi yolculuğum başladı. Uzun dönemde en büyük hedefim ise, bir gün ülkeme geri dönerek bu alana ilgi duyan gençlerimizi akademik düzeyde yetiştirebilmek” dedi.

Editör: Urfadasin Haber