Bu antik alan, insanlık tarihini birkaç bin yıl daha geriye çekerek bildiğimiz her şeyi sorgulamamıza neden oluyor.
Göbeklitepe'nin M.Ö. 9500–8200 yıllarına tarihlendiği düşünülürken, Karahantepe'nin kökeni inanılmaz bir şekilde M.Ö. 10.000–9500 yıllarına kadar uzanıyor.
Bu da, Karahantepe'nin Göbeklitepe'den en az birkaç yüzyıl, hatta bin yıl kadar daha eski olduğu anlamına geliyor.
Henüz tam olarak kazılmamış olsa da, Karahantepe'de bulunan eserler oldukça çarpıcı. Özellikle insan figürlü heykeller, dikili taşlar ve incelikle işlenmiş oyma motifler, bölgenin ne kadar gelişmiş bir kültüre sahip olduğunu gözler önüne seriyor.
Göbeklitepe'nin bir tapınak olarak kullanıldığı düşünülürken, Karahantepe'nin daha çok bir yaşam alanı ve ritüel merkezi olduğu tahmin ediliyor.
Bu keşifler, "medeniyet tarım ile başladı" şeklindeki yerleşik düşünceyi altüst ediyor.
Karahantepe'deki buluntular, tarımsal üretim başlamadan çok önce bile insanların sembolik düşünceye, karmaşık toplumsal organizasyonlara ve ortak ritüellere sahip olduğunu kanıtlıyor.
Kısacası, Karahantepe sadece bir arkeolojik alan değil; insanlık tarihini anlama şeklimizi temelden değiştirebilecek, dünyayı şaşırtacak kadar önemli bir keşif.
