İl Sağlık Müdürlüğü Balıklıgöl Devlet Hastanesi İç Hastalıkları Uzm. Dr. Zeynep Türkmen “Ülkemizde yapılan çalışmalar ve Şanlıurfa'da gözlemlediğimiz kadarıyla toplumumuz giderek şişmanlamakta. Bel çevresi yağlanması ve metabolik sendrom riski özellikle genç orta yaş kadınlarda giderek artmaktadır. Teknolojik ilerlemelerin hayatı kolaylaştırırken günlük yaşamdaki hareketlerin önemli kısmını sınırlandırdığını, bunun sonucunda da bireylerin obezite riski ile karşılaştığını” söyledi.

OBEZİTENİN ZARARLARI!

Türkmen konuşmalarını şöyle sürdürdü. “Metabolik sendrom kalp krizi, felç ve şeker hastalığı riskini arttıran tehlikeli bir tablodur. Metabolik sendromu olan hastalarda kalp krizi gelişme riski iki kat şeker hastalığı, gelişme riski ise beş kat daha fazladır. Tablo içerisinde bel çevresinin geniş olması, kan basıncı, kan şekeri trigliserit dediğimiz serbest kan yağları düzeyinin yüksek olması ve iyi huylu kolesterol olarak tanımladığımız “Hdl” kolesterolün düşük olması bulunmaktadır. Metabolik sendromun herhangi bir belirtisi yoktur ve herhangi bir yakınmaya da sebep olmaz. Metabolik sendromu oluşturan risk faktörleri birbiriyle ilişkilidir. Bu nedenle tedavide bir bütün olarak ele almak gerekir” dedi.

OBEZİTE’YE KARŞI NE YAPILMALI?

Uzm. Dr. Zeynep Türkmen sözlerini şöyle tamamladı: “Haftada en az üç gün, 45 dakika olacak şekilde tempolu ve düzenli egzersiz yapın. Günde 4-5 gr’dan fazla tuz tüketmeyin. Kan basıncınızı düzenli aralıklarla kontrol ettirin. Özellikle ailenizde kalp hastalığı veya şeker hastalığı öyküsü varsa geç kalmadan tıbbi yardım alın. Yüksek tansiyonun ve yüksek kolesterolün erken tedavisi sizi kalp hastalığından koruyacak en etkin önlemler arasındadır. Bel çevrenizi takip edin. Unutmayın; bel çevreniz sadece estetik değil aynı zamanda sağlık ölçünüzdür” ifadelerini kullandı.