Geçen yıl mayıs ayından bugüne kadar Şanlıurfa ve Konya'da 10 civarında, Karaman'da 3, Aksaray'da 2, Afyonkarahisar, Sivas ve Eskişehir'de de birer obruk oluşmuştu.
AFAD'ın Afet Riski Araştırma Sistemi'nde kayıt altına alınan 642 obruk olduğu biliniyor.
Çok sayıda obruğun kaydedildiği Konya, Sivas ve Eskişehir'in yanı sıra Aksaray, Niğde, Nevşehir, Afyonkarahisar, Çankırı, Çorum, Şanlıurfa, Batman, Siirt, Bitlis ve Ankara'da da obruklara rastlanıyor.
Son yılların en kurak dönemlerinden birinin yaşandığına dikkat çeken Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık şunları söyledi:
"YEREL SUYUN BU YIL BİRAZ DAHA FAZLA DÜŞTÜĞÜNÜ SÖYLEMEK MÜMKÜN"
"Hem yaz kuraklığı hem de kış kuraklığı bu yıllarda en yüksek seviyeye ulaşmış vaziyette. Tabii bu durumda yağışların azlığı özellikle tarım kesimi için, yer altı sularından yararlanmayı biraz daha arttıran bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla yerel suyun bu yıl biraz daha fazla düştüğünü söylemek mümkün.
"400 METRE DERİNLİKTE YER ALTI SUYUNA RASTLANMIYOR"
Tabii bu mevsim sonunda biraz daha netlik kazanacak ama sahadan yapmış olduğumuz çalışmalarda vatandaşların mevcut kuyularına ilave borular eklediğini kimi yerde ilave boru eklenmesine rağmen suyun kalmadığını, kuyu yenilemek zorunda kaldıklarını, bazı bölgelerde ise 300, 400 metre derinlikte kuyular açıldığı halde yer altı suyuna rastlamadığını not alıyoruz. Bu durum havzada kuraklığın ve yer altı sularının giderek daha olumsuz bir seyir izlediğini ortaya çıkarıyor"
"TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR"
Su kullanımı sırasında tasarruf edilmesi uyarısında bulunan Arık, "Havza içerisine baktığımız zaman, aslında hem kuraklık hem iklim değişikliği hem de aşırı yer altı suyu kullanımı bir yerde tehlikeli çanlarının çaldığını gösteriyor. Bu durumda bizim doğal meteorolojik şartları kontrol etme şansımız olmadığından, yani yağışı artıramadığımızdan elimizdeki su kaynaklarını daha verimli kullanmamız gerekliliği ortaya koyuyor. Bu da özellikle havzada daha çok su kullanan kesimleri olan tarım alanı bir takım önlemler almasını gerektiriyor." dedi.
"SU ÇOK HAYATİ BİR KONU"
Tarım kesiminin alması gereken önlemlerin başında çok su isteyen tarımsal üretim modelinin biraz daha az su isteyen bitkiye doğru eğrilmesi gerektiğini belirten Arık, "Hem bitki hem de hayvancılık bakımından daha az su isteyen ürünlere doğru yönelmemiz gerekiyor. Havza içerisinde şeker pancarı, mısır, ayçiçeği, yemlik bitkiler, yoncanın çok fazla üretiliyor ve verimliliğinin yüksek olması önemli bir faktör. Gıda güvenliğimiz açısından da bunların üretilmesi gerekir. Ancak su çok hayati bir konu, o nedenle suyumuzun da tasarruflu kullanılması gerekir. Bu iki dengeyi muhakkak iyi kurmamız gerekiyor ve bu hem tarım kesiminin, hem kentlerde yaşayanların, hem de sanayinin su tüketirken azami dikkat etmesi ve verimli olması gerekiyor" diye konuştu.