ABD'de America Daily Post ile İngiltere'de London Post, İnşaat Yüksek Mühendisi Levent Yenilmez'i manşete taşıdı. Her iki gazete de Levent Yenilmez'in Avrupa'ya yaptığı uyarıya geniş yer verdi.10 yılı aşkın mesleki tecrübesiyle alanında uzman bir isim olan Levent Yenilmez, memleketinde çok tanınmıyor.

Türkiye'nin deprem güvenliği Avrupa için de kritik öneme sahip

Türkiye'nin Avrupa ülkeleri için önemli bir tedarik ve lojistik merkezi olduğuna dikkat çeken Yenilmez, ülkenin deprem güvenliğinin Avrupa için de kritik öneme sahip olduğunu belirtti. Yenilmez, muhtemel bir Marmara depremine karşı Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Türkiye'ye ile hareket etmesi ve tedbir alması gerektiğini ifade etti.

Depremin ardından Avrupa'nın Türkiye'den temin ettiği tekstil başta olmak üzere pek çok üründe ciddi fiyat artışları meydana geldiğine dikkat çeken Yenilmez, deprem gibi yıkıcı afetlerin sadece meydana geldiği ülkeyi değil, bölgeyi derinden etkilediğini vurguladı. Yenilmez, özellikle İstanbul başta olmak üzere Marmara bölgesinde meydana gelecek bir depremin, Türkiye için olduğu kadar Avrupa ülkeleri için de yıkıcı sonuçlar doğuracağını ifade etti.

AB Türkiye ile hareket etmeli

Levent Yenilmez, depremin muhtemel yıkıcı etkilerini minimize etmek amacıyla Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye'ye ile hareket etmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'de konutların kentsel dönüşümle güvenli hal getirilmesi ve muhtemel bir depremden sanayi kuruluşlarının en az hasarla çıkabilmesi için Avrupa ülkeleriyle Türkiye'nin ortak bir çalışma yürütmesi gerektiği üzerinde duran İnşaat Yüksek Mühendisi Yenilmez, bu maksatla bir fon oluşturulabileceğini, kaynak için çeşitli seçeneklerin tartışılması gerektiğini dile getirdi.

"Deprem bir felaket değil bir doğa olayıdır"

Levent Yenilmez, depremin bir doğa olayı olduğunu belirterek, "Bulutun hareket etmesi gibi doğal bir tabiat olayı. Allah bunu böyle yaratmış ve bunun hikmetleri var. Depremler her zaman olur. Deprem felaket dediğimiz zaman depremi suçluyoruz. Aslında deprem faydalı, hayatımızın devamı için olması gereken bir şeydir. Neden? Çünkü depremlerle beraber yeryüzüne metaller çıkıyor. Biz madenlerimizi depremler sonucu elde ediyoruz. Kaplıcalar, deprem kaynaklı çıkıyor ortaya. Türkiye Bor zenginidir, bu borlar Türkiye'nin büyük bir deprem bölgesi olmasından kaynaklı bu kadar fazla. Dolayısıyla depreme çamur atmayacağız. Deprem oldu, olacak, olmaya devam edecek. Yoğunlaşmamız gereken soru, yıkım neden bu kadar büyük oldu?" dedi.

"120 katlı binayı bataklığın üzerine de inşa edebilirsiniz"

İnşaat teknolojisinin ve bilimsel gelişmelerin ulaştığı seviyenin en büyük depremlere dayanıklı binalar yapmaya imkan verdiğine dikkat çeken Yenilmez, "Doğru mühendislik hizmeti alırsanız, yeterli bütçeyi ayırırsanız ve bunu düzgün inşa ederseniz 120 katlı binayı bataklığın üstüne de yapabilirsiniz. Bunun bir yöntemi, bir usulü var. Bataklığı geçersin, sağlam zemine inersin, oraya soketlersin binanı. Gelen yükleri temelden zemine aktarırsın. Böylece depreme dayanıklı bina yapmış olursun" diye konuştu.

Yüksek katlı binanın hem avantajı hem dezavantajı var

Depremde mühendislik açısından yüksek katlı binaların hem avantajı hem de dezavantajı bulunduğunu belirten İnşaat Yüksek Mühendisi Levent Yenilmez, "Avantajı şu; binanın periyodu yükseliyor, yani deprem geldiği zaman bina gidiyor geri geliyor. Bu arada geçen zamana periyot diyoruz. Bina yüksekse gidiş süresi artıyor. O arada giderken, o sırada gelen deprem dalgaları boşa gidiyor, onlardan etkilenmiyor. Dolayısıyla periyot arttıkça depreme maruz kalma azalıyor. Ama düşük katlı bina olduğu zaman sürekli gidip geliyor. Bu nedenle de sürekli gelen deprem yükünün tamamını alıyor. Yüksek katlı binaların dezavantajı ise şu; binanın giderek ağırlaşması sonucu binaya gelen deprem yükü artıyor" şeklinde konuştu.

Yüzde 40 daha sağlam bina için maliyet sadece yüzde 10

Depreme dayanıklı bina yapmanın maliyet açısından önemli artışlar getirmediğini dile getiren Levent Temiz, "Yükü taşıyan bir binanın kolonudur, kirişidir. Geri kalan kısımlar güvenlik açısından önemsizdir. Deprem güvenliği açısından kolon, kiriş ve temel önemlidir. Bu kalemler, bütün inşaat maliyetinin yüzde 25'idir. Diyelim ki 'binam yüzde 40 daha güvenli olsun' istiyorsun. Bunun toplam maliyete yansıması; yüzde 25'in yüzde 40'ı olur. Dolayısıyla toplam maliyet artışı yüzde 10 olur. Yani 2 milyonluk daireyi 2 milyon 200 bin liraya mal etmiş olursun. Satın alan açısından da bu aslında çok cazip. 2 milyonluk daireyi 2 milyon 200 bine al, ama binan yüzde 40 daha sağlam olsun. Bunu herkes kabul ederi" ifadelerini kullandı.

Editör: Urfadasin Haber