Fırat Karataç, rezidanslarda, sitelerde büyümedi. kenar mahallede, sobalı evlerde büyüdü. Sokaktan gelen birisi olduğu için sokağın verdiği acı onu Ahmet Kaya şarkıları, türküleriyle buluşturdu. Küçük yaşlardan itibaren Ahmet Kaya'yı dinlediği için sesinden etkilendi. İlerleyen yaşlarda, arkadaşlarının yanında, müzisyenlerin olduğu ortamlarda şarkı söyledi. Dinleyenler ona “Ses rengin çok güzel, sanatla, müzikle niye uğraşmıyorsun?” deyince Dragos Musiki Derneği’ne gidip nota, solfej eğitimleri aldı. Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği korolarında çalıştı. İstanbul Teknik Üniversitesi, Türkan Saylan gibi kuruluşlarda, farklı şehirlerde solo-koro konserlerinde bulundu.

Ses eğitimi aldıktan sonra da özgün müzik tarzına geçmek istedi. Derken, albüm yapmaya karar verdi ve albüm projesine başladı. Albüm projesine girmeden önce “Geçmiyor Günler” şarkısını seslendirip internette paylaştı. Ahmet Kaya'nın abisi Mustafa Kaya bu paylaşımı görünce Fırat Karataç'ı telefonla arayıp şarkıyı çok güzel seslendirdiğini söyledi ve tebrik etti. Fırat Karataç bu sırada Mustafa Kaya'ya albüm yapmak istediği aktardı. Sonra Ahmet Kaya’nın abisi Mustafa Kaya ile yüzyüze tanıştı. Mustafa Kaya, Fırat Karataç'ı çok sevdi.Fırat Karataç, Mustafa Kaya ile tanıştıktan sonra, açılmayan kapılar açılmaya başladı. Mustafa Kaya, Fırat Karataç'ın albümünün müzik yönetmenliğini de yaptı,

Sonrasında Yusuf Hayaloğlu’nun ailesiyle tanışan Fırat Karataç, onlardan da Ahmet Kaya’nın okuduğu “Dokunma Yanarsın” isimli şarkısını alıp şiir formunda, ara şanları, Anadolu rock motifleri olan, elektro-gitar ve bağlamayla birlikte farklı bir aranjeyle okudu.

Bir süre sonra ise Hasan Hüseyin Korkmazgil’in oğlu Temmuz Korkmazgil’den “Acıyı Bal Eyledik” isimli eseri ve şair Ahmet Can Akyol’dan “İksirler İçsem” isimli bir eser aldı. Bağlama hocası Fırat Karataç'a m “Sevdalı Düşüm” adında Türk Halk Müziği, sıfır bir eser hediye etti.

Fırat Karataç, albümdeki şarkıların tümü Anadolu-rock formunda, ama özgün tarzda okuduğu eserler. Böylece, toplamda 5 şarkıdan oluşan bir maxi-single, bir özgün müzik albümü yapmış oldu. “Çocuklar Gibi” şarkısının klibini de sosyal medyada yayınladı.

Sesinin Ahmet Kaya'nın sesine benzemesinden mutluluk duyan Fırat Karataç, "Bas-bariton ses Türkiye’de çok az var biliyorsunuz. Türkiye’de böyle yiğit bir sanatçının sesiyle anıldığım için de bundan ayrıca gurur duyuyorum. Benim Ahmet Kaya’nın yerine geçmek gibi bir isteğim zaten olamaz. Ahmet Kaya’ya çok büyük bir özlem var, biliyorsunuz; ben sadece, naçizane bu boşluğu doldurmaya çalışıyorum. Mesela “Ben Yoruldum Hayat”ı seslendirdiğim günlerde, dinleyiciler bana dedi ki: “Bu şarkıyı Ahmet Kaya’dan dinlemeyi çok isterdik, bize onu aratmadığın için teşekkür ederiz.” Tabii ki Ahmet Kaya olamayız, onun kendi yüreği var, besteciliği, müzikalitesi var; ama sesim ona benziyorsa da bu çok gurur verici benim için. Aslında bu bir bayrak yarışı; benim istediğim, Ahmet Kaya’nın bıraktığı yerden o bayrağı devralıp bir sonraki nesle taşımaktır.

Tatlıses’in Torunundan Dedesine Zehir Zemberek Sözler
Tatlıses’in Torunundan Dedesine Zehir Zemberek Sözler
İçeriği Görüntüle

Bana mesela sosyal medyada birkaç kişi özelden şöyle mesajlar attı: “Abi, utanmıyor musun milleti kandırmaya? Ahmet Kaya’nın şarkılarını kendi resimlerinle paylaşıyorsun; niye böyle bir şey yapıyorsun?” Onlara Ahmet Kaya dinleyicisi olup olmadıklarını sorduğum zaman, öyle olduklarını söylüyorlar, “Yıllardır dinliyorum abi” diyorlar. İyi bir Ahmet Kaya dinleyicisi aradaki farkı kesinlikle anlar. Çünkü ben kendi özelliklerimi katıyorum okurken, ama bazı şeyler, özellikle de vurgulamalar birebir aynı oluyor. Ne var ki, tamamen de benzesin istemiyorum, çünkü bu benzerliğin benim açımdan sıkıntılı bir tarafı da dinleyicilerin herhangi bir şarkımı duydukları zaman Ahmet Kaya’yı dinlediklerini sanmalarıdır; internetten kimse girip de bakmaz ki ‘kim bu’ diye."