ŞANLIURFA VALİSİ HASAN ŞILDAK; TARIM ARAZİLERİNİN AMAÇ DIŞI KULLANIMI BÜYÜK BİR YARA
Şanlıurfa'da tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının büyük bir yara olduğunu dile getren Vali Hasan Şıldak, "Bu yaraya neşter vurmak, tedbir almak ve bundan sonrasında topraklarımızı korumak için 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kapsamında çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
ŞANLIURFA 15 KİŞİYE 10 MİLYON TL’NİN ÜZERİNDE İDARİ PARA CEZASI UYGULANDI
Şu ana kadar örnek uygulama olarak bu kanuna aykırı davranan 15 vatandaşımıza 10 milyon Türk Lirası üzerinde bir idari para cezası uyguladık. Ağustos-Eylül aylarında bu konuda adeta seferberlik ilan ediyoruz.
Yeni başlayan ve devam eden, inşa aşamasında yapılaşma ve toprak kullanımının mevzuata aykırı şekilde yapılması hususunda jandarmamız, tarım müdürlüklerimiz sahada olacak. Denetimlerimizi yapacağız ve bu konuda cezai uygulamalar ve yıkım işlemlerini de belediyeler vasıtasıyla gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Amacımız; bir taraftan imara aykırı yapılaşmayı önlemek. Büyük depremler yaşamış memleketimizde yeni hasarların benzeri felaket anlarında oluşmasını önlemek. Bununla birlikte toprağımızı tarım için kullanmak, tarım dışı amaçlara kapatmayı hedefliyoruz."ifadelerini kullandı.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez de , “Tarım beklemez” diyerek acil politika değişikliği çağrısı yaptı.
Türkiye'de tarım arazilerinin imara açılması, bilinçsiz kullanımı nedeniyle üretimden uzaklaşıyoruz. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez, çiftçinin yoksullaştığı ortamda, kamu politikalarının değişmesi gerektiğine işaret ederek, "Bütçede her şeyden tasarruf yapabilirsiniz, ama tarımdan tasarruf yapılmaz" dedi.
Nefes Gazetesi'ne konuşan Suiçmez, bu yıl yaşanan don ve kuraklığın 22 milyar TL hasarı olduğunu vurgulayarak, "Tarım beklemez, üretim beklemez, Çiftçinin zararının karşılanması gerekiyor. Zarar gören ağaçların yeniden verime gelmesi için zaman lazım. Sulama, budama, gübreleme gibi akım işlerinin yapılması şart. Bu da yeni masraflar demek" dedi.
Yaşanan don olayları nedeniyle piyasadaki ürünlerin fiyat artışına da değinen Suiçmez, şu ifadeleri kullandı:
"Tarımsal üretici fiyat endeksi yüzde 50’ye çıktı. Üreticinin tarladaki enflasyonunda meyvelerdeki artış yıllık yüzde 202. Bu rakamlar gıda fiyatlarına yansıyor. Zaten yeterince ürün yok. İlk 6 ayda tarımsal ihracatımız yüzde 1.6 artarken ithalatımız yüzde 28 arttı. Meyve fiyatları yükselirken, ihracat da azalırken bunu sadece dona, kuraklığa bağlamamak lazım"
TZOB’a bağlı çiftçi sayısının 5.5 milyon ancak Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı 2.2 milyon civarı çiftçi olduğu paylaşan Suiçmez, çiftçilerin yarısının kayıtsız olduğunu vurguladı.
"YANLIŞTA ISRAR EDİLİYOR"
Son yıllarda imara açılan tarım arazilerinin oranının artmasına dair de konuşan Suiçmez, "2001-2020 yılları arasında tarım alanlarının yüzde 12’si kaybedildi. 2001’de 26 milyon 350 bin hektar olan tarım arazisi 2020’de 3 milyon 213 bin hektar düşüşle 23 milyon 137 bin hektara geriledi. Tarım arazileri işlenmez duruma geldi. Başta maden ve enerji şirketleri için imara açılan arazi miktarı 3 milyon hektarın üzerinde. Bu ortamda, kendimize yeterli olduğumuz ürünlerde de dışarıya bağımlı hale geleceğiz. İç piyasada fiyatlar yükselecek diye ihracat kısıtlaması yapmak ekim yapan üreticilerin önünü görememesi, alandan çekilmesine neden oluyor" dedi.
"ÇİFTÇİ ARTIK İŞİ DÖNDÜREMİYOR"
Çiftçinin borçlanmadan tarlayı ekemediğini belirten ZMO Başkanı, şunları söyledi:
"Türkiye’de tarımın ciddi sorunları var. Haziranda çiftçinin bankalardan kullandığı toplam kredi 1 trilyon 48 milyar lira. Geçen yıl, bu 691 milyar liraydı. Bunun üstüne özel sektöre ailelere borçları koyduğumuzda da 1.3 trilyon liraya çıkıyor. Kısa vadeli borçları artıyor. En önemlisi de takipteki kredi miktarı geçen yıl haziranda 2.5 milyar TL iken bu yıl haziranda 7.6 milyar liraya çıkmış.
Çiftçi artık işi döndüremiyor. Üretim borca bağımlı hale geldi. Destek şart. 2024’te çiftçiye 135 milyar liralık bir toplam destek verilmişti. Aslında kanuna göre verilmesi gereken 615 milyar liraydı ama verilmedi. Verilen destekler de geç ödendi. Şimdi 2026 bütçesi gündeme gelecek ama tarıma yine yeterli destek verilmeyecek.
Bunun faturası işçiye, memura, çiftçiye kesiliyor. Dona dönük özel bir ek tarımsal paket gerekiyor. Kuraklık ciddi bir sorun. Özellikle Konya ve Trakya’da ciddi bir kuraklık var. Ayçiçeğinde yüzde 70 kayıp bekleniyor. Çayda 25 liralık fiyat açıklanmasına rağmen Çaykur’un kota ve kontenjanları artıramaması nedeniyle fiyatlar 18-20 liraya kadar indi"