CHP Şanlıurfa Milletvekili Av. Mahmut Tanal, Gazze’de gerçekleştirilen sivil katliamı nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen ile diğer İsrailli askeri ve sivil yetkililer hakkında “Soykırım”, “İnsanlığa karşı suç”, “Uluslararası hukuku ihlal” gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

CHP’li Tanal, suç duyurusu dilekçesinde, Hamas’a bağlı güçlerin gerçekleştirdiği “Aksa Tufanı Operasyonu”nu gerekçe gösteren İsrail ordusu’nun, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Filistin Devleti’ne bağlı olan Gazze şeridinde bulunan yerleşim yerlerini, rutin bir uygulamaya dönüştürürcesine havadan yoğun bombardımana tabi tuttuğunu belirtti.

Bu saldırılar neticesinde sivil halkı, hastaneleri, medya kuruluşları ve medya mensuplarını, insani yardım kuruluşlarını, okulları acımasızca hedef alan, Filistin halkını, yapılan sistemli saldırılarla yok etmek isteyen ve soykırım yapan İsrail yönetimi ve silahlı kuvvetlerinin, soykırım ve insanlığa karşı suçları işlediğini dilekçesinde vurgulayan Tanal, şüphelilerin suç oluşturan fiillerinin, uluslararası hukuka göre farklı suç kategorilerini ihlal ettiğini kaydetti. Tanal dilekçesinde, Türk Ceza Kanunu’nun 13. maddesindeki yetki kuralı çerçevesinde, TCK’nın 76 ve 77. maddelerindeki “soykırım” ve “insanlığa karşı suçlar” esas alınarak şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını talep ettiğini dile getirdi.

GÖZÜNÜ KIRPMADAN HASTANEYİ BOMBALADI  

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na söz konusu dilekçesini sunarken dahi İsrail’in Filistin halkına yönelik pervasız saldırılarının tüm hızıyla sürdüğüne işaret eden Tanal, şöyle devam etti: “İsrail devleti, Gazze başta olmak üzere diğer Filistin topraklarını adeta açık cezaevine çevirmiştir.  Abluka altındaki Gazze’ye gıda ve su gibi temel insani ihtiyaçların girişine İsrail yönetimince izin verilmemektedir. İnsanlık dramının yaşandığı, sivillerin ölüme terk edildiği Gazze’de, İsrail bombardımanıyla altyapı tamamen çökertilmiş, elektrik, doğalgaz ve akaryakıt gibi ihtiyaçlara erişilememektedir. Hedef gözetmeksizin Gazze’deki sivilleri katleden, sivillerin yaşadığı, sığındığı binaları füzelerle yerle bir eden İsrail ordusu, 17 Ekim 2023 tarihinde, daha da pervasızlaşarak, El-Ehli Hastanesi’ni hedef almıştır. Evi yıkılan sivillerin de sığındığı bir yer olan El-Ehli Hastanesi’ne yönelik bu saldırıda 500’den fazla sivil katledilmiştir, çok sayıda sivil de saldırıda yaralanmıştır. Gözünü kırpmadan sivillerin sığındığı hastaneye dahi saldırı düzenleyen İsrail, insanlığa karşı suç ve soykırım suçunu en ağır biçimde işlemiştir. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, ‘Gazze Şeridi'nde siviller dahil hiç kimse masum değil’ şeklindeki sözleriyle, İsrail’in sivil halka yönelik soykırım niyetini itiraf etmiştir.”

İSRAİL ORANTISIZ GÜÇ UYGULUYOR

CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, suç duyurusu dilekçesinde, ABD’nin ve Batılı ülkelerin sahip çıktığı, alenen desteklediği, silah yardımı yaptığı İsrail devleti ile kuşatma altındaki Filistin arasındaki güç eşitsizliğinin herkesin malumu olduğunu ifade etti.

Sivil halkın zulme uğradığı hiçbir saldırının meşru olmadığının altını çizen Tanal, “İsrail, orantısız güç uygulayarak sivilleri katlettiği bu savaşta soykırım suçu işlemektedir. Etnik veya dini bir grubu, bir ırkı veya ulusu tamamen ya da kısmen ortadan kaldırmak amacıyla, o grubun üyelerine yönelik kasten öldürme, fiziki veya psikolojik zarar, doğumları engelleme veya çocukları bir başka gruba aktarma gibi fiiller, Yugoslavya Statüsü 4. maddesinde ‘soykırım’ olarak adlandırılmaktadır. Failin, belli bir grubun tamamen yahut kısmen yok edilmesine ilişkin olarak özel kastının bulunması soykırım suçu için yeterlidir” değerlendirmesini yaptı.

İSRAİL, “SOYKIRIM’I ÖNLEME SÖZLEŞMESİ”Nİ İMZALADI AMA…

Soykırım suçunun, ilk defa 2. Dünya Savaşı’nın yıkıcı sonuçlarının ardından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 09/12/1948 tarihinde kabul edilip, 12/01/1951 tarihinde yürürlüğe giren “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi” ile tanımlandığına dikkat çeken Tanal, böylece hukuka aykırı fiillerin soykırım suçunu oluşturup oluşturmadığının, bu sözleşme ile uluslararası ceza hukuku kapsamına girdiğini aktardı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin, milli, ırki ve dini kitlelerin kısmen veya tümü ile ortadan kaldırılmasının önlenmesi ve bu tür fiiller ile suça teşebbüs aşamalarının cezalandırılması amacıyla düzenlenen bu sözleşmeye 23.03.1950 kabul tarihli ve 5630 sayılı Kanun ile bağlayıcı olarak taraf olduğunu hatırlatan Tanal, aynı şekilde İsrail’in de “BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni 17.08.1949 tarihinde imzaladığını ve 09.03.1950 tarihinde onadığını hatırlattı.

İsrail’in Uluslararası Hukuk bağlamında tarafı haline geldiği “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi” kapsamında hem uluslararası hukuku ihlal ettiğine hem de soykırım suçu işlediğine vurgu yapan Tanal, İsrail’in halen gerçekleştirdiği saldırılarda aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu yüzlerce masum Filistinli sivilin yaşamını yitirdiğini, yine hedef gözetilmeksizin, hiçbir kural tanımaksızın gerçekleştirilen saldırılarda yaralanan Filistinli sayısının 10 bini aştığını dile getirdi. Tanal dilekçesinde, adeta gözü dönmüşçesine hareket eden, uluslararası insancıl hukuku ihlal eden İsrail’in, savaş uçaklarıyla sağlık merkezlerini, insani yardım kuruluşlarının bulunduğu binaları, uluslararası medya kuruluşlarının ofislerini hedef aldığını ve ağır tahribata sebep olduğunu kaydetti.

CENEVRE SÖZLEŞMELERİ’Nİ DE İHLAL ETTİ

CHP Şanlıurfa Milletvekili Av. Mahmut Tanal, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu dilekçesinde, İsrail’in Filistinli sivilleri katletmeye yönelik tutumunun Türk Ceza Kanunu’nun 76. maddesi gereğince “soykırım” suçu oluşturduğunu, TCK’nın 77. maddesine göre “insanlığa karşı suç” kapsamına girdiğini belirtti. Tanal, uluslararası insancıl hukukunun tüm ilkelerini ihlal eden İsrail’in, imzalamış olduğu Cenevre Sözleşmeleri’ni de ihlal ettiğine dikkat çekti.

Tanal, Birleşmiş Milletler üyesi olan İsrail’in, Filistin topraklarına ve sivil halkına saldırılarda bulunurken, Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 2. maddesinin 4. fıkrasındaki “Tüm üyeler, uluslararası ilişkilerinde gerek herhangi bir başka devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasal bağımsızlığa karşı, gerek Birleşmiş Milletler’in Amaçları ile bağdaşmayacak herhangi bir biçimde kuvvet kullanma tehdidine ya da kuvvet kullanılmasına başvurmaktan kaçınırlar’’ hükmüne de aykırı hareket ederek, uluslararası hukuku yok saydığını aktardı.

Rasim Ozan Kütahyalı'dan Abdullah Öcalan'a Şanlıurfa Milletvekilliği Önerisi Rasim Ozan Kütahyalı'dan Abdullah Öcalan'a Şanlıurfa Milletvekilliği Önerisi

TÜRKİYE’DE YARGILANMALARI KANUNEN MÜMKÜN

Filistinlileri hayattan koparan İsrailli yetkililerin Türkiye’de yargılanmalarının hukuken mümkün olduğunun altını çizen Tanal, TCK’nın 13. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yurt dışında işlenmiş olan soykırım, insanlığa karşı suçlar, göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçlarının Türkiye’de kovuşturulması bakımından evrensel yetki kuralı kabul edildiğini hatırlattı.

Evrensellik ilkesinin 13. maddede düzenleniş şekline göre, bu maddede sayılan suçların yurtdışında işlenmesi durumunda, failin ve mağdurun vatandaşlığına bakılmadan, failin Türkiye’de bulunması da gerekli olmadan hakkında Türk kanunlarının uygulanacağını kaydeden Tanal, “Bu sebeple, belirtilen dört suç hakkında, suçun bir yabancı tarafında yurt dışında yabancıya karşı işlenmiş olması halinde ve failin yurt dışında bulunması halinde dahi hakkında Türkiye’de kovuşturma yapılacaktır. Filistin topraklarında İsrail Devletinin yetkililerinin işledikleri suçlar nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 8. maddesi uyarınca Türkiye’de yargılama yapılabilir. Sözü edilen İnsanlığa karşı suçlar, barışa karşı işlenen bir suç olması sebebiyle vatandaş olarak şikâyet etme hakkım vardır” ifadelerini kullandı.

İSRAİL’İN KATLİAMLARINA DAHA FAZLA SEYİRCİ KALINMAMALI

Şikayet dilekçesinde adları geçen İsrailli sivil ve yetkili yöneticileri hakkında soruşturma yapılarak cezalandırılmaları için kamu davası açılmasını, şüphelilerin Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına girmeleri halinde tutuklanmaları için yakalama emri çıkartılmasını talep eden Tanal, ayrıca şu değerlendirmeyi yaptı: “Uluslararası hak savunucu kurum ve kuruluşlar, İsrail Devleti’nin uluslararası insancıl hukuku ve savaş hukukunu ihlal ederek Filistin topraklarını ve özellikle sivil halkı hedef alan soykırım niteliğindeki saldırılarına daha fazla seyirci kalmamalı, derhal göreve çağrılmalıdır.”

Editör: Urfadasin Haber