Faruk Çelik, Türkiye'de 1 Mayıs'ın ilk defa 1906 yılında kutlandığını, 1935'te 1 Mayıs'ın tatil günü olarak ilan edildiğini, 1977'de 1 Mayıs'ta vahim olaylar yaşandığını, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından darbecilerin 1 Mayıs'ı tatil olmaktan çıkardığını hatırlattı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı döneminde çalışma mevzuatıyla ilgili birçok reform gerçekleştirdiğini dile getiren Çelik, "Bunların taçlanması adına 1 Mayıs'ın tatil ilan edilmesiyle ilgili, başbakanımızdı o zaman Sayın Cumhurbaşkanımız, kendisine sendika başkanlarıyla birlikte ziyarette bulunduk ve '1 Mayıs'ı tatil ilan edelim. Emek bunu hak ediyor. Türkiye büyüyor, gelişiyor, üretiyor. Üretim emekçinin üzerinde oluyor.' dedik. Sayın Cumhurbaşkanımız bu işe çok sıcak baktılar ve bu konuyla ilgili çalışma yapmamızı söylediler." diye konuştu.
Yasayı 2009 yılının Nisan ayında Meclis'e getirdiklerini ve komisyonlarda görüşmelerin yapıldığını, 1 Mayıs gününe yetiştirmek için çok gayret sarf ettiklerini anlatan Çelik, "Nisan ayında Meclis'ten yasayı geçirdik ve 1 Mayıs'ta da 1 Mayıs Bayramını tatil günü olarak ilk kez yeniden kutlamış olduk." dedi.
O günlerde yaşadığı bir anıyı da paylaşan Çelik, "1 Mayıs'ı tatil ilan ettik, çalışma reformlarını bitirdik. 1 Mayıs günü Bakanlar Kurulu değişti ve akşam üstü çalışma bakanlığından devlet bakanlığına geçtim. Böyle bir özel anımız da var." şeklinde konuştu.
"Genel itibarıyla ittifakla 1 Mayıs'ın tatil ilan edilmesi konusunu Meclis'te görüşerek yasayı geçirdik"
Yasa faaliyetlerini sürdürürken muhalefetle, sendikalarla, tüm kesimlerle iç içe bu süreci yürüttüklerini kaydeden Çelik, "Ne kadar kendinize göre dört dörtlük bir mevzuat hazırlasanız, mutlaka karşıt bir görüş olacak. Yoksa 1 Mayıs'ın tatil ilan edilmemesi diye bir görüş söz konusu değildi. İsmiyle veya yasanın yöntemiyle ilgili eleştiriler oldu. Ama genel itibarıyla ittifakla 1 Mayıs'ın tatil ilan edilmesi konusunu Meclis'te görüşerek yasayı geçirdik." ifadelerini kullandı.
Tüm emekçiler için bir günün bayram günü olmasının önemli olduğunu dile getiren Çelik, "Aslolan bunu bir çatışma vesilesi kılmamaktır. Bir bayram gününü neşe içerisinde bütün kesimlerin değerlendirmesi doğru olandır. Hatta bugünü emekçinin sorunları varsa, bunları dile getirme günü olarak, bunları nasıl iyileştirebiliriz şeklinde geçirmek için bu tatil ilan edildi. Yoksa tatil gününü, bir çatışma günü, kavga gününe dönüştürmek doğru değildir. Her toplumda olduğu gibi bizde marjinal unsurlar bitmez. O kesimlere, büyük kitlelerin alet olmaması önemlidir. Ama bu haklarını, taleplerini savunmamaları anlamına gelmez."
Çelik, 1 Mayıs törenlerine işçilerle beraber katıldığını ve orada bir konuşma da yaptığını da anlattı. Coşkulu bir kalabalık olduğunu dile getiren Çelik, "Bu coşkuyu kenara koymamak gerekir. Bu coşkuyu sürekli yaşatmak gerekir. Ama talep bitmez. Taleplerde de bulunmak gerekiyor. Hakların kazanılması mücadelesi bugünün mücadelesi de değil. İnsan var olduğundan beri hak mücadelesi devam ediyor." dedi.
Magna Carta ve Hazreti Muhammed'in Veda Hutbesi'ne işaret eden Çelik, "Bugün de yeni endüstriyel ilişkiler, teknolojideki gelişmeleri dikkate aldığınız zaman yeni hak arayışları olabilir. 1 Mayıs'ı buna vesile kılmak gerekiyor." ifadesini kullandı.
"Yapılması gereken 1 Mayıs'ı 1 Mayıs gibi kutlamak"
Faruk Çelik, amaç 1 Mayıs'ı kutlamak, emekçinin hakkını korumak ve emekçiye yeni haklar elde etmekse bununla ilgili bütün platformların açık olduğunu belirterek, "Ama dert başka bir şeyse, emek değilse ona söyleyecek hiçbir şeyim yok." diye konuştu.
Bugün, Türkiye'nin bütün meydanlarının emekçilere açık olduğunu ifade eden Çelik, "Bunu neden değerlendirmeyelim? Neden emeğin lehine kullanmayalım? Bu konuda bir inatlaşmayı ben doğru bulmuyorum. Ne kadar inatlaşmadan uzak kalırsak, emeğin mekan olarak da bizzat yaşadığı şartlar itibarıyla da talepleri neyse onlar çok daha kısa sürede yerine gelir." dedi.
Bugün Taksim'in tartışıldığını dile getiren Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
"Buna ne ihtiyaç var? İstanbul'da devletin, hükümetin, valiliğin tahsis ettiği çok daha büyük alanlar var. Onları coşkuyla doldurun. İlla Taksim de olsun mu? Bunu bir inatlaşmanın sonucunda elde etmenin mümkün olmadığını herkes gördü. Yapılması gereken 1 Mayıs'ı 1 Mayıs gibi kutlamak, sonunda hiçbir şey ne emekçi için ne yöneticiler için sorun olmaz. Ama inatlaşmadan yana olan kesimler var. Bence çok yanlış yapıyorlar. Bunu tecrübelerime dayanarak ifade ediyorum."