Türkiye'de en çok Şanlıurfa'da yetiştirilen ancak ismi 'Antep' olarak bilinen fıstığın hasadı, eylül ayında gerçekleşti. İklim krizi sebebiyle her yıl etkisini daha sert gösteren kuraklık, Şanlıurfa'nın susuzluğu ve artan maliyetler fıstık çiftçilerinin en büyük sorunları. Yıllar süren bir sabır isteyen ve ekiminden hasadına, birçok zorluğu bulunan 'Güneydoğu'nun altını' fıstığın serüvenini, Şanlıurfa'nın Tülmen köyünden çiftçi Yaşar Coşkun ve fıstık tüccarı Osman Elçi ile Habertürk'ten Emin Arslan konuştu.

Ana vatanı Orta Doğu ve Orta Asya olarak bilinen, arkeolojik kanıtlar neticesinde geçmişi MÖ 6750 tarihlerine kadar giden Güneydoğu'nun yeşil altını: Fıstık. Pazarlaması ve imalathanesi Gaziantep'te kurulduğu için, en çok Şanlıurfa'da üretilmesine rağmen 'Antep fıstığı' olarak bilinen ürünün ağaç fidesinden sofralara kadar olan serüvenini, istatistiklerle araştırdık.

Meşakkatli bir tarım ürünü olan fıstığın bu seneki durumunu, geçtiğimiz yıllara göre yükselen maliyetleri, üreticinin ve toptancının sıkıntılarını; Şanlıurfa’nın Tülmen köyünde fıstık üreticisi Yaşar Coşkun ve fıstık toptancısı Osman Elçi ile konuştuk.

Fıstık tohum olarak ekilebileceği gibi fidan olarak da ekilebiliyor. Fidanlar aşılı ve aşısız olarak ayrılıyor. Aşısız fidan alıp bir süre sonra aşılamak en doğru yöntem. Bu şekilde bir ekimin ardından fıstık ağacı 8-10 yıl içinde ürün vermeye başlar.

Fıstık ağaçlarının olduğu bir tarım alanında her yıl üç kere çift sürülmesi gerekir. Ayrıca her yıl bahar ayında ağaçlar uyanırken, ağaçların mutlaka bellenmesi gerekir. Bu şekilde kökler havalandırılır. Bunun yanında birçok farklı tarım ilacı da belli dönemlerde kullanılır.

ŞANLIURFA'NIN 'FISTIK' KÖYÜ: TÜLMEN

Fıstık ağaçları eskiden su istemeyen, yağmur sularıyla beslenen ağaçlardı. Metrekare başına 600-700kg yağmur yağardı. Ancak Şanlıurfa özellikle son 20 yılda büyük ölçüde etkisini hissettiren bir kuraklıkla mücadele ediyor. Metrekare başına düşen yağmur suyu 150-200 kg civarına inmiş durumda. Bu sebeple fıstık ağaçlarının da artık sulanması gerekiyor.

Fıstık ağaçları yaz döneminde değil, kış döneminde su isteyen bir tür. Doğru sulamanın doğru zamanda yapılması durumunda fıstıkların bolluğu ve kalitesi artar. Aksi halde yaz sıcağında verilen su fıstığın kırmızı dış kabuğundan soyulmasına (kavlak olmasına) sebebiyet verir ki bu çiftçi tarafından hiç tercih edilmez ve o ağaç bir dahaki yıl fıstık vermez.

Fıstığın toprağa ekilmesi, doğru ve düzenli aşılama yapılması, yılda üç kere çift sürülmesi, ağaçların bellenmesi, doğru ilaçların kullanılması ve doğru sulama tekniklerinin gerçekleştirilmesinin ardından; artık ağaçlar hasat dönemine hazırdır.

Her yıl eylül ayının ilk iki haftası gerçekleştirilen fıstık hasadı kalabalık tarım işçisi gruplarıyla yapılır. Her bir işçi ortalama 40-50 kilogram fıstık toplar. İlk olarak ağaçların altına büyük ve geniş fıstık bezleri serilir. Bezler toprağın üstünde çekileceği için yırtılmaya karşı dayanıklı bezler kullanılır ve bu bezler bir fıstık çiftçisi için çok değerlidir. Kimse kimseye kolay kolay bez emanet vermez.

Bezlerin serilmesinin ardından ağacın yanına üç ayak denen seyyar merdiven konur. Ulaşılamayacak fıstık salkımları merdiven vasıtasıyla, insan boyundakiler de bir başka işçi ile kırılarak bezin üstüne atılır. Burada önemli olan, salkımlar kırılırken gözlere ve dallara zarar gelmemesidir. Fıstık işçileri salkımların hangi noktadan nasıl kırılacağını bilir. Eğer gözlere ve dallara zarar gelirse o ağaç bir daha fıstık vermez.

Tüm ağaçlara bu işlem yapıldıktan sonra fıstık taneleri salkımlardan ayrılır. Henüz kızarmamış ham fıstıklar salkıma daha sıkı bağlı olduğundan, elekten geçirilen fıstıklarda olmuş fıstıklar yeni bir beze dökülür, ham fıstıklar ise eleğin üstünde kalır.

İşçi grubu tarladan çıktıktan sonra ‘habbeciler’ yani fıstık tanesi toplayanlar tüm ağaçların çevresini ellerinde kovalarla gezerek beze değil de toprağa düşen taneleri toplarlar ve toplam fıstığa katarlar. Bu işlemin bitmesinin ardından tarla sahibi ondan izin isteyen herhangi bir yabancıya tarlasında bulacağı habbeleri ‘helal eder’ ve tarlasına sokmaya izin verir.

Köyün güneşi tamamen alan ve başında nöbet beklenebilecek bir noktasına çok geniş ve dayanıklı bir bez serilir. Kızarmış fıstıklar torbalara konarak traktör vasıtasıyla bu alana taşınır ve bezin üstüne yayılır. Bu fıstıklar hala taze olduğundan dolayı fıstığın bozulmaması için çok kalın serilmemesine özen gösterilir.

Fıstık serildikten sonra, çiftçinin 5-6 gün sürecek nöbeti başlar. Kurumaya bırakılan fıstık ilk 24 saat ellenmez, çünkü kabuğu taze olduğundan, karıştırma aşamasında kabuklarından soyulur. İlk günün ardından takip eden 5 gün boyunca fıstık karıştırılarak havalandırılır.

Herhangi bir ‘sürpriz yağmurda’ tüm fıstık bozulacağı için, çiftçi elinde tüm fıstığın üstünü kaplayabilecek bir su geçirmez örtüyle nöbet bekler. Köyün bu döneminde çevrede yağmur altında, pijamasıyla çığlık atarak fıstığının başına koşan çiftçi görmek çok olasıdır.

Fıstığın tamamen kuruduğuna karar verilmesinin ardından fıstık tekrar torbalara konur ve ‘farfar’ denilen bir eleme işlemine götürülür. Bu işlemle fıstığın içine karışmış olan boş taneler ayıklanır ve sadece dolu kırmızı taneler kalır. Kalan fıstıklar tekrar çuvallanır ve Urfa kent merkezindeki fıstık toptancılarına gönderilir. Çuvallar tartılır, çuvalların üstüne sahibinin adı yazılır.

Kurumuş fıstık bozulmaya karşı çok dayanıklı bir ürün olduğundan dolayı fıstığın sahibi fıstığını uygun fiyata satmak için aylarca bekleyebilir. Fıstığını satmaya karar veren çiftçi, toptancıya satmasını söyler. Toptancı fıstığı satar, yüzde 2 komisyon + nakliye masrafını alır, geri kalan parayı çiftçiye gönderir.

Bu yıl kuru fıstığın kilosu 140 lira civarında. Ancak piyasada fiyatlar henüz oturmuş değil. Çiftçiler fiyatların hala yükselebileceğini düşünüyor. Bu sebeple şu an fıstığı satan da az, alan da az.

EN ÇOK ÜRETİLEN İL: ŞANLIURFA

Türkiye’de 2019/20 üretim döneminde 3,66 milyon dekar alanda fıstık üretimi gerçekleşti Fıstık üretim alanında %38,5’lik paya sahip olan Şanlıurfa, 1,41 milyon dekar alan ile en fazla üretim alanına sahip il konumunda. Şanlıurfa’yı 1,39 milyon da ile Gaziantep ve 285 bin da ile Siirt takip ediyor.
2019/20 üretim döneminde Türkiye’de 80 bin ton fıstık üretimi gerçekleşti. Fıstık üretiminde Şanlıurfa, 32 bin ton üretimle Türkiye üretiminin %37,6’sını gerçekleştirerek yine ilk sırada yer aldı. Gaziantep 26 bin tonluk üretim ile ikinci sırada, 12 bin tonluk üretim ile Siirt üçüncü sırada yer alıyor.
TÜİK verilerine göre 2019/2020 piyasa döneminde Türkiye’nin fıstık ihracatı 2.600 ton olarak gerçekleşti. Bu ihracatın da %90’ı kabuksuz fıstık ihracatı. İhracatın ilk sırasında %36 oranı ve 935 ton ile İtalya yer alıyor. İhracatta İtalya’yı, 396 tonla Almanya (%15), 232 tonla İsrail (%9), 108 tonla Mersin Serbest Bölgesi (%4) ve 103 tonla Suriye(%4) takip ediyor. Aynı piyasa döneminde Türkiye’nin fıstık ihracat değeri 50,5 milyon dolar olarak gerçekleşmiş olup, bu değerin %95’ini kabuksuz fıstık oluşturuyor.

TÜRKİYE DÜNYADA DÖRDÜNCÜ 

Dünyada 2019/20 üretim sezonunda 717 bin ton fıstık üretimi gerçekleştiği tahmin ediliyor. Fıstık üretiminde 2019/20 üretim sezonunda ABD 336 bin ton ile ilk sırada yer alıyor. Aynı üretim sezonunda İran 205 bin ton, Türkiye 85 bin ton, Suriye 70 bin ton ve AB 22 bin ton üretim ile ABD’yi takip ediyor.
Türkiye, dünya fıstık üretiminin %12’sini karşılamakta. Dünya fıstık ticaretine bakıldığında, 2019/20 sezonunda ihracatın %5 artışla 371 bin tona, ithalatın ise %4 artışla 339 bin tona ulaştığı görülüyor. ABD 144 bin ton ile dünya fıstık tüketiminde lider konumda. ABD’yi, Çin, AB ve Türkiye takip ediyor.

BARAJ VAR, SU YOK

FAO verilerine göre 2019 yılı dünya fıstık ekim alanında %40 ile İran ilk sırada yer alıyor. Türkiye ise %35 (366 bin hektar) ile dünya fıstık üretim alanında ikinci sıradadır. Yani Türkiye'nin fıstık sektöründeki en büyük sorununun verimlilik olduğu görülüyor. Özellikle su, adına türküler yazılacak kadar hayati bir sorun. Şanlıurfa'nın birçok çiftçisi yıllarca, bırakın ağaçlarını sulamayı, köy evinde kendisi için bile su bulamadı. Bu kurak topraklarda çiftçilerin kendi imkanlarıyla kuyu kazdırması hem maliyet olarak çiftçileri borca soktu, hem de 40 metre derinde bile su bulunamadığı zamanlar oldu.

Geçtiğimiz yıllarda Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, Tülmen köyüne Atatürk Barajı'ndan içme suyu hattı ulaştırdı. Ancak Tülmen'in ve Tülmen gibi birçok köyün tarım sulama hattı hala yok. Bazı çiftçiler maliyetini kendileri üstlenerek ağaçlar için su kuyusu kazıyor, bazıları ise ağaçların akıbetini sadece yağmur suyuna bırakmak durumunda. Bölgeden çiftçi heyetleri defalarca Ankara'ya gitti. Ancak su, hala türkülerde. 

Devletin doğru fıstık politikaları, fıstık çiftçisine destek, kuraklıkla mücadele kapsamında sulama sorununun çözülmesi; hem çiftçiyi hem toptancıyı hem imalatçıyı daha verimli kılacak çözüm olarak görülüyor. Doğru politikalarla Türkiye'nin fıstık piyasasında yüksek potansiyeline ulaşması işten bile değil. Verimde etkinliğin sağlanması, kapsamlı ve disiplinli bir politikanın yanında, çiftçinin doğru koordinasyonundan geçiyor.
 

Editör: Urfadasin Haber