Urfa lisesinden mezun olan ancak il dışında yaşayan siyaset, sanat ve iş dünyasından da birçok ismin katıldığı gecede , mezunlar bir araya gelip hatıra tazeledi.

Haliliye Belediyesi'ne ait Gastronomi Merkezinin bahçesinde bir araya gelen Urfa Lisesi Mezunları gecesinde Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak ve Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat birer konuşma yaptı.

URFA LİSESİNİN İŞTE AÇILIŞ HİKAYESİ

Urfa'da Lise açılmadan önce sadece ortaokul vardı. İmkanı olanlar liseyi okumakiçin İstanbul’a giderlerdi. Bu gidiş öyle kolay olmazdı. Birecik'te Fırat Nehri'nin karşı tarafına sandalla geçmek için günlerce sıra bekleyanler olurdu.

Urfa Lisesi 1946 yılında açıldı. Urfa Lisesi ilk açıldığında sadece 20 öğrencisi vardı.Hatta evli iki çocuklu insanlar bile Urfa lisesine kaydoldu.

“Cumhuriyetin Hayalleri” belgeseli çekimine konuşan Naci İpek Urfa Lisesinin Kuruluş hikayesini şöyle anlatıyor;

1946’da Urfa lisesi kuruldu. Hiç unutmam, biz o zaman ortaokul 3’deydik, Mustafa Dişli de (Miço) Adana’da, zannedersem öğretmen lisesine gidiyordu. Okulu bıraktı, Urfa’ya geldi, bir grup oluşturduk.

Hasan Ali Yücel’in geleceği, gece geç saatlerde duyuldu. Biz evde oturuyoruz. Okulun odacısı geldi, dedi sizi okuldan istiyorlar. Biz hemen okula gittik. Okuyoruz, bir de halkevlerinin gönüllü müdavimleriyiz. Orada her türlü etkinlik var. Spor var, edebiyat var, şiir var. Kütüphanecilik var yani herkes kendi merakına zaafına göre bir şeyler yapıyor. Biz okula gittik. Akdeniz hocamız vardı.

Daha o zaman Urfa’da lise yok. Bir tek ortaokul var. 46....45’in Kasım veyahut Aralığı, yani bir kış günü. Okula gittik. Çocuklar dedi... Milli Eğitim Bakanımız geliyor. Ona, bu akşam bir program hazırlayacağız. Tesadüfen Mustafa Dişli Urfa’da bulunuyor. Peki dedik. Biz apar topar halkevine gittik. İşte program yok, orada hatıra ne geldiyse. Ve biz 3-5 tane piyes yapabilecek pozisyondayız. Yani hazırlıklıyız. ?unu oyna der, kostümleri giyer sahneye çıkarız. Yani öyle.

Kültür merkezi var. Onun bir uzantısı vardı. Orası sinemaydı, onun uzantısı da oteldi. Yani 15-20 kişilik çok güzel belediye bir oteliydi. Oraya merdivenlerinden başladık. Her merdivene lise isteriz, lise isteriz diye, yazdık. Kapısına, girişine Hasan Ali Yücel’in kısaca, dokunabileceği, bakabileceği ne varsa lise isteriz diye yazdık. Yemek yiyeceği tabağa....Her şeye, O zaman böyle peçeteler filan, havlular filan geldi. Ona bile. Affedersin tuvalete kadar lise yazdık.

Hasan Ali Yücel’in yattığı yastığın üzerine, karyolanın üzerine, eee elini sileceği havlunun üzerine, içeceği su.. su bardağı üzerine, hatta otelin merdiveni üzerine bile lise yazdık.

Şimdi, misafirler geldi. Mustafa Dişli çıktı işte birkaç masal anlattı. Ondan sonra işte Yılmaz Baba dediğimiz. Çıktı. O da çok muazzam taklit yapardı. Onun da çok yönleri vardır. Yani o da kendi kıymetini bilmiş olsaydı, yani ikisi at başı yarışırlardı.

Mustafa Dişli ile o. İşte o zaman eski radyolar var, o ışıklı, yeşil gözlü. O zaman işte elektrik yok, anten yok, bir teknoloji bu kadar gelişmemiş. Radyolar hava bulutlu oldu mu devamlı parazit yapar.

Hasan Ali Yücel’in sesini taklit ederek Urfa’da lise açılacağı haberi verdi. Hasan Ali Yücel hiç unutmam, böyle yarım saat kasıklarını tuta tuta güldü.

Sahneye fırlayan işte Baba Yılmaz lise isteriz dedi. Mustafa Dişli kalktı, hemen irticalen bir lise isteriz şiiri okudu. ?imdi biz de bakana yapalım? Organize olduk. O zaman yokluk senesi. Aşağı şehirde bir nalbur vardı. Halen de hayattadır. Orada anzer boyası deriz, kırmızı bir boya vardır. Özel bir boyadır o. Gittik adamı saat 11, 12’de evinden uyandırdık. Getirdik dükkanı açtık.

İl Sağlık Müdürü Solmaz; Suruç Devlet Hastanesini yerinde değerlendirdi İl Sağlık Müdürü Solmaz; Suruç Devlet Hastanesini yerinde değerlendirdi

Yani suluboya yok yağlı boya yok. Hiçbir şey yok. O boyadan aldık. Bir taşın içerisine koyduk. Sabah erkenden de soğuk. Sabahtan erkenden gittik, bir berberi uyandırdık. Bir 30-40 kişi saçımızı sıfır numara tıraş yaptık. O zaman kopya kalemler vardı. O kopya kalemlerle başımıza lise isteriz diye yazdık, Hasan Ali Yücel’in yattığı odanın karşısına işte önce İstiklâl Marşı ondan sonra 10. Yıl Marşı işte 1-2 marş söyledik.

Hasan Ali Yücel kalktı soğukta, sıfır numara tıraş, lise. Çıktı dedi tamam. Delikanlılar dedi lise sizin hakkınız. Hiç şimdiye kadar dedi böyle içten bir istekle karşılaşmamıştım dedi. Ve hakikaten gitti. Ocak mıydı, şubatta lise emri geldi. Ve 46’da Urfa lisesi kuruldu. Eee Şimdi Urfa lisesine öğrenci lazım. Kimse yok.

İmkanı olanlar İstanbul’da Kabataş’da, Haydarpaşa’da. Daha işte biraz tembel varlıklı olanları anadolu lisesinde okuyor. ?imdi ortaokulu bitirmiş olan, yaş filan sorulmadı. Hatta evli iki çocuklu insanlar bile, arkadaşlar bile o sene liseye kaydoldu. Ve Urfa lisesi o şekilde 20 kişiyle mi ne açıldı. İşte o günden beri gidiyor. Şimdi her şey var. O zamanlar yokluk senesiydi."
 

Editör: Urfadasin Haber