“Halkımızın talebi ne ise o bizim projemiz olacak.” Diyen Başkan Beyazgül, açıklamalarını şöyle sürdürdü;
Göreve başladığım zaman şunu ifade etmiştim; Duanıza çok ihtiyacım var demiştim. Şimdi dört buçuk yıl geçti ve neler yaptık diye geriye dönüp baktığımızda yeni bir seçim arefesinde halkımızın huzuruna yeniden çıkıyoruz.
Halkımızın talebi ne ise o bizim projemiz olacak
Geldiğimizden buyana çok zor işler içerisine girdik. Bazen şunu söylediler; ‘Bu çok zor. Buna girersen çıkamazsın. Bu başarılacak gibi değil.’ Tabi bunlar 20 yıldır, 30 yıldır konuşuluyor.
Bir türlü sözden öteye geçilmeyen işlerin içerisine girdik. Kala eteğinde insanlar kötü koşullarda yaşıyordu. ‘Çocuklarımızın kulaklarını haşaretler, sürüngenler yedi’ diyerek kendi hallerini anlatıyordu.
Kale Eteği
Biz ne yaptık. Biz burada bulunan 300 konutu kamulaştırdım. 1999’lardan beri yıkılması için yazışmalar vardı ama yapılmamıştı. Biz göreve geldik ve Bismillah dedik ve işin içerisine girdik. Paralarını ödedik. Oradaki insanlar daha avantajlı yerlere gittiler. Şuan kale eteği daha güzel bir sülüete kavuştu.
Kızılkoyun Çay Bahçesi
Buraya girilmez. Burası zor dediler ama biz girdik ve yaptık. Burada başarılı olunca ‘Başkanım bir de şu Kızılkoyun’un yanına girseniz. ’dediler. Bu güne kadar hiç kimse cesaret edip girmemiş oraya. Allah’ın izniyle biz oraya da girdik. Çok güzel bir çay bahçesi yaptık. Burası da zordu. Ama zoru başardık.
Daha sonra Kızılay’ın olduğu yeri yıkıp orayı da cennet bahçesi haline getirdik. Yine kendi belediye binamızı yıkıp orayı da çay bahçesi yaptık. Yaptıklarımızı saymaya kalsak sonu gelmez.
Hacı Kamil Konağı
Mesela Hacı Kamil Konağı uzun yıllar atıl durumdaydı. Çok kötü görütüye sahipti. Her önünde geçen ‘Keşke buraya bir el atılsa’ diyordu. Kimse el atamamıştı. Hacı Kamil Konağı ağlayarak bekleyen bir yapı gibiydi. Orayı da yptık. Şimdi orası şehre inci gibi bir güzellik kattı.
Bunlar zor işler. Bana derseniz ki şu arsa üzerine bir yapı inşa edin bu çok kolay. Hemen yapılır. Projesini hazırla ve yap. Bu tür işleri de yaptık. Bu tür yaptıklarımızın sayısı çok fazla. Lokantanlar yaptık. Mezbahanalar yaptık. Kütüphaneler yaptık. Kadın Destek Merkezleri yaptık. Bilim merkezi yaptık. Ve yapmaya da devam ediyoruz.
Ama esas zor işler yol açmak. Mesela en zor işlerden biri yine Turizm yolu. Yıllardır konuşuluyor ama yapılmadı. Biz yaptık. Osmanlı Mahallesindeki, Asya Mahallesindeki yol yıllarca konuşulmuş. Bu yolların sonunda şehre çok kötü koku yayan çöp katı atık deposu vardı. O çözülmez denilen soruna da el attık ve çözdük. Halkımızı pis kokudan kurtardık.
Trambüsler sorununu da biz çözdük
Hangi sorun çözülmez deniyorsa o soruna el atıyoruz ve çözüyoruz. Trabüsler için de ne denildi. ‘Geldi gelmedi’ bir sürü söz edildi. Şimdi caddelerimizde dolaşıyor. Yani onu da çözdük.
Ayrıca Halk Ekmek. Düşünün depremden önce Halk Ekmek olmamış olsaydı; can güvenliği nedeniyle bina altlarındaki fırınlar açılmadığı zamanlarda koskoca şehir ekmeksiz kalacaktı. Halk Ekmek sayesinde bu yaşanmadı.
Açıksu Caddesindeki yol sorunu çözdük. İlçelerimizde de çok şey değişti Her bir ilçemize ayrı bir güzellik kattık.
"10 Yıl önce Urfa’ya Gelenler 'Şimdi Bu Şehri Tanıyamıyoruz' Diyorlar"
Şimdi gözlerimizi kapatalım ve şehrin 4,5 yıl öncesine bir gidelim. Kavşakların yapılmadığı, ışıkların olmadığı, üst geçitlerin olmadığı, şehirdeki çirkin binaların görüntüsü düşünelim.
Ama şimdi çok değişti. 5 yıl 10 yıl öncesine göre çok şey değişti. 5-10 yıl önce Urfa’ya gelenler ‘Şimdi bu şehri tanıyamıyoruz.’ diyorlar.