Özkan, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

Malumunuz olduğu üzere, 3 yıl önce, siyaset arenasına yeni çıkmış bulunan Deva Partisi ile yola çıkmaya karar verdim ve Viranşehir İlçe Başkanlığı görevini üstlendim. Bu göreve talip olmaya karar vermemdeki en büyük ve önemli etken, Parti Liderimiz Sn Ali Babacan'ın vizyoner kişiliği, dürüst ve çalışkanlığı ile Türkiye'yi her açıdan bir üst seviyeye, yani gelişmiş ülkeler ligine çıkaracağına dair umudum ve beklentim idi.

Yönetim Kurulundaki arkadaşlarım ile çıktığımız bu yolda tam 3 yıl boyunca, yaşam felsefemizin yapı taşı olan, “YAPTIĞIMIZ İŞİ EN İYİ ŞEKİLDE YAPMAK” düsturu ile, kendi ve ailelerimizin hayatlarından fedakârlıklar yaparak durmadan dinlenmeden çalıştık. Bunu övünmek için söylemiyoruz. Viranşehir halkı için 3 yıl değil, ömrümüz yettiğince çalışmayı ve mücadele etmeyi göze alırız.

Bununla birlikte siyaset arenası çok farklı bir alan. Ne yazık ki, bir sıfatınız olmadığında, "bu da kim" oluyorsunuz. Düşünsel bazda ne kadar önemli projeleriniz olursa olsun, bunları hayata geçirmek için yetkiye ve imkâna sahip olmak gerekiyor. Bu çerçevede şehrim ve Meclis arasında bir köprü vazifesi görmeyi amaçlayarak çeşitli görüşmeler ve istişareler neticesinde aday adayı olmaya karar verdim ve gerekli başvuruyu yaptım.

Kendi logomuzla gireceğimiz bir seçimde iktidarın potansiyel adaylarından biri olduğumuza çok inanmıştık (nitekim, kendi logomuzla seçime gitmiş olsaydık, başarının çok farklı olacağını, Yeniden Refah örneği gösterdi). Ancak alınan ittifak kararı maalesef gardımızı önemli oranda düşürse de siyasi planda bir aile olarak gördüğümüz partimizle birlikte mücadele etmekten geri durmadık.

Bununla birlikte, oluşan ortak çatı ittifakında, Deva Partililer olarak kendimizi "istenmeyenler" olarak hissediyorduk. Aslında hissetmek değil, tam da buydu! CHP logosunun altında olmak, daha doğrusu, kendi logomuz varken şehrimizde maalesef pek de sempatiyle bakılmayan bir camianın logosu altında çalışmakta zorlanmaya başlamıştık.

“Sen yoksan biz de yokuz, gönül koyma lütfen" sözlerine karşılık, yapmacık cevap veremiyordum artık. Ama yine de, yarıda bırakmak olmazdı, yürümek zorundaydık ve yürüdük.

Ancak, geldiğim noktada, kendime saygımı yitirmeye başlamıştım, İstenmeyen yerde olmaktan son derece rahatsız olmaya başladım. Dayanırım sandım.

Esasında her zorluğu göğüslemeye alışkınım. Ancak istenmediğim bir yerde, değil kendim, gölgemi bırakmam. Yarın Cumhurbaşkanı olacağımı bilsem de bırakmam.

Dolayısıyla, bugün değil 2. turu beklemek, 2 dakika daha beklemeye tahammülüm olamayacağını gördüğümden dolayı bu açıklamayı yapıyor ve DEVA Partisi'inden istifa ediyorum.

Konuyu halkımızın bilgisine sunar, bugüne kadar bize inanan ve bizimle yol yürüyen halkımıza çok teşekkür eder, DEVA Partisi'ne bundan sonraki siyasi hayatında başarılar dileriz.

Editör: Yunus Emre Aktaşoğlu