En ilginç anıları anlatmaya geçmeden önce şunu söylemeliyim; Siz de anılarınızı gönderirseniz söz onları da yayınlayacağım. Çünkü çok enteresan anılar biriktirdiğinizi tahmin etmek zor değil. Doktor, hemşire hiç fark etmez. Sağlık sektöründeki en ilginç anılarınızı bekliyor olacağım. Şimdi gelelim o ilginç anılara...

Geçenlerde doktor arkadaşlarla oturuyoruz.
Doktor dedim
"Ne" dedi

Bana en ilginç acil servis anılarından biraz bahsetsene 
Demez olaydım.
Askerlik hatıralarını anlatır gibi bir başladı anlatmaya.
Üyfff…
Anlattı da anlattı…Hepsi fıkra gibiydi.

Harranlı Ahmet Boğa mesela

Düz insan. Sağlıkçı.

Daha doğrusu kemik fotoğrafçısı.

Yani işi Röntgen, Tomografi, MR

Kendisi şimdilerde İstanbul'da bir hastanede çalışıyor.

Günün birinde bir hastasına ilaçlı çekim için" karşıdan su getirip gelin" demiş

Hasta Avrupa yakasından Anadolu yakasına gidip su getirip gelmiş. 

Hasta saat 9 da gidip 2 de dönmüş.

Çok ilginç değil mi?

En baba ve en efsane acil servis anıları ise Şanlıurfalı Op. Dr. Mehmet Çakmak'tan geldi.

Mehmet Çakmak, Şanlıurfa ve çeşitli illerde çalışmış bir doktor.

O da şuan İstanbul'da Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde Çocuk Cerrahisi olarak çalışıyor.

En ilginç acil servis anılarından 8'ni sizinle paylaşmak isterim

Birinci anısı;
“15 yaşında bir kız. Karın ağrısı ve bulantı kusma şikeyetiyle gelmişti. Röntgende kolları, bacakları ve kafası olan görüntü vardı bebek sandık ama taşlaşmış bok çıktı.

İkinci anısı
Nöbeteyim. Tek başıma 400'e yakın hasta muayene ettikten sonra saat 23:00 civarında giriş alıp;
-Buyrun ne şikayetiniz vardı?
-Ben biraz konuşmaya geldim.
-Peki konuşalım o zaman. 15 dk konuştuktan sonra gitti.
Üçüncü anısı;
Cami avlusunda dilencilik yapan amcanın vefat edip morga götürülürken üzerinde 23 bin 250 TL çıkmasıydı.
Dördüncü anısı;
Madde kullanımı sonrası arrest olup entübe halde Siirt'ten Diyarbakır'a sevk ettiğim hasta için ambulans ekibinin beni araması

-Hocam bu hasta uyandı tüpünü çekti.

"Beni nereye götürüyorsunuz" diye soruyor.

"Ben Diyarbakır'a gitmek istemiyorum. Beni geri götürün" deyip üstüne bir de ambulansta sigara yaktı hocam. Ne yapalım biz bu hastayı olay çıkarıyor. Geri getirelim mi? 
Beşinci anısı;
Olay yeri arrest acile gelen hastanın neden arrest olduğunu 5 tane uzman kara kara düşünürken temizlik personelinin gelip "Ben bu adamı tanıyorum yav bu esrar çekiyor" deyip teşhis koyması.
Altıncı anısı;
Her gün tüm ilçe kurumlarını gezen ve en son acile gelip bacaklarım çok ağrıyor beni muayene et diyen ve verdiğimiz hiçbir reçeteyi almayan, enjeksiyon veya serum kabul etmeyen ve hiç duş almayan, sürekli hastanedeki doktorlara küfreden yarı mental raterde teyze var. Reçete olarak kendisine yazdığım hiç bir ilacı almadığı için bir gün reçeteye

- Çok gezme 4x1 - Duş al 1x1 -

Küfretme 3x1 Yazıp eline reçeteyi vermiştim.

Hiç bir zaman eczaneye uğramayan teyze eczaneye gitmez mi?

Eczacı kahkahayı basar.

Teyze bir kaç gün sonra acile gelir benim yazdığımı da unutur.

Benim yanımda "O bana reçeteyi yazan ..... gelsin ben ona gösterecem" deyip saydırmıştı.

 Yapma etme bak kötü niyeti yoktur desem de nafile.
Yedinci anısı:
Siirt'te zamanında amblans tek ekipti.

Tabi doktorlu ekipti eskiden.

Gece 03. 00 arrest var dediler. Bastık gittik. Koşa koşa 3 kat çıktık.

Tam müdahele edecez baktım hiç birimiz malzemeleri getirmemişiz.

ATT arkadaşa ;
-Muhammet hani çanta. Koş çantayı getir. 
Neyse Muhammet aşağı inedursun ben de mecbur yaşlı teyzenin başındayım.

Geniş aileyi izleyenler bilir. Çok yaşlı bir teyze vardı ya. Aynı ondandı.

Vakit kaybı olmasın diye cebimdeki peçeteyi çıkarıp teyzenin ağzıyla benim ağzımın arasına koyup suni solunum ve kalp masajina başladım.

Teyzenin birden nabzı gelmişti.

Muhammet yetişti şükür. Yoksa ben de arrest olabilirdim.

Çünkü malum biz de insanız. Entübe ettik teyzeyi ama yine de rahmetli olmuştu.
Sekizinci ianısı;
Yine Siirt 112; Acil vaka var dediler. Yine bastık viyu viyu viyu ambulans olay yerine vardık.

Sinir krizi geçiren bir gebe kadın. Kadın kafasını duvara vuruyor falan. Yıkıyor ortalığı.

Dedik bu kadını acile götürelim olay yeri müdahele sıkıntılı. Hasta yakınları itiraz etti;

- Olmaaaaz doktor beeeyyy. Biz hastayı hocaya götürecez.

Ben hastane onlar hoca al ver al ver derken en son dayanamadım:

- Yaw Allah aşkına hocayı al hastaneye getir. Böyle olmaz.

Neyse kazanan biz olduk.

Hastayı olay mahalinden uzaklaştırıp hastaneye götürdük.

Biraz sonra hoca acile geldi, okudu üfledi gitti.